9 Temmuz 2012

SARAH ve BEN ve YENİ OYUNCAKLARIM...! :))




 Eveeeeeeet....!
Dedim dedim sonunda getirdim yeğenimi :)
Keyifliyim anlayacağınız....
United Airlines'la geldi İstanbul'a kadar. 2 tane olan bagaj hakkı (23kg x 2) Mayıs başında havayolunun yaptığı düzenlemeyle ne yazık ki bire indi planlarım gibi... :(( Oysa ne çok şey ısmarlayacaktım getirmesi için... 

Neyse canım buna da şükür! 

Gelişi biraz sıkıntılı oldu. Şöyle ki, uçak Amerika'dan (Newark) birbuçuk saat geç kalkmış. İç hat uçuşumuzla arada 4 saat vardı normalde ama vize kuyruğu, pasaport kuyruğu, bagaj kuyruğu, dış hatlardan iç hatlara geçiş, tekrar check-in kuyruğu... Kıtıkıtına derler ya, aynen bizimki de öyle oldu! 

Allahtan bir arkadaşım vardı yanımda. Dış hatlardan iç hatlara çılgın gibi koşarken çantayı o taşıdı. Çanta epey ağırdı. İç hatlar kabul etmeyeceği için bu ağırlığı, bir kısmını bilet kuyruğunda beklerken İstanbula giderken yanımda götürdüğüm boş bavula aktardık bütün milletin önünde...!!! Ve uçağı yakaladık :) Ama arkadaşımın yardımı olmasaydı sanırım beceremezdim... 

Neyse, yukarıdaki resim de İstanbul-Ankara uçağında çekilmiştir, kavuşma, mutluluk, yorgunluk... hepsi bir arada :) 

Amerika'dan gelenleri göstermeden önce Sturbucks kupa kolleksiyonumun son halini göstermek istiyorum. Bu arada ne yazık ki sadece İstanbul kupası tarafımdan alınmış olup diğerleri arkadaşlarım vasıtasıyle eklenmiştir... Ama bu sene bitmeden en az bir veya iki tane de ben ekleyeceğim. Azimliyim, istekliyim, niyetliyim, kafama koydum :)
Amsterdam Özlem'den, Paris, Viyana ve Prag Hasan'dan, Orlando da abimden... Tekrar teşekkürler millet! 

(Gerçi hepinize "sinir" oluyorum ama...!) 

:))))))))))))
Gelelim gelenlere... 

Sturbucks hediye kartlarıma bir katılım daha oldu, dün gece buzdolabımın üzerinde yerini aldı :)

İki yeni şekilgeçim geldi. Bir tanesi Martha Stewart kenar şekilgeci, diğeri ise 3 ayrı şekilde kullanılabilen bir delgeç. En kısa sürede kullanacağımdır...


Buzdolabı süslerine bayılan ve her bulduğu şeyin arkasına mıknatıs yapıştırıp oraya buraya tutturmaya çalışan biri için bu küçük ama çok güçlü mıknatıslar tam bir kurtarıcı oluyor. 
Neydi bu diye hatırlamak isterseniz eğer buraya tıklayabilirsiniz...


Bunlar renkli bantlarım... Bazıları görüp sipariş verdiğim renklerinden daha soluk çıktılar ama ben yine de sevdim onları :) 

Özellikle de pembe gül desenli olanı...


İki renkli saten ipim...



Koli bantı büyüklüğündeki desenli bantlarım...
  

Bu da "spiral tel yapıcı"m :) Aslında elimle de gayet kolay yapabiliyordum ama böylesi daha havalı olur gibi geldi, aldım!!!!


 Düğmeli broş projesini hatırlarsınız... Orada uzun uzun bahsettiğim ve çooook sevdiğim mutfak bezlerini de... Hani şu keçe yerine kullandığım şeyleri... (hatırlamıyorum derseniz eğer çok ayıp, sadece birkaç proje önceydi, buraya tıklayın hatırlayın!). 

İşte o parçalara 3 yeni parça daha ekledim... Bir de daha önce kullandığım ama şimdilerde hemen hiçbir yerde bulamadığım üç parçayı da paylaşmak istedim...
Bunlar yeni aldıklarım. Bir ara beyaz çizgili olanın sarısı da vardı elimde ama şimdi hiç bulamıyorum nedense... Diğer baştaki renkli çiçekli olan ise Rossman'dan...






Bunlardan da önceden elimde vardı ama şimdilerde bunlar da hiç yok. Hatırlıyorum da tüm marketleri dolaşırdım bir ara bunların farklılarını bulabilmek için. 

Bu kolay çantalardan bir ara öyle çok diktim ki... Her hediye verişimde kullandım, her seferinde de verdiğim hediyeden çok bunlar beğenilmişti :))




Bugün Bahçeli'ye alışverişe gittik yeğenimle. Şampuanlarım kaşındırmış onu, başka istedi. Alışveriş sırasında Pastel'in kokulu ojesi diye birşeyle karşılaştım... Aldım bir tane, en çok sevdiğim kokulardan bir olanını, TARÇIN! Amanın yeni çıkmış ilk ben aldım havasıyla az önce internette baktım ki tey teeeeeeeeeey millet almış, çoktan denemiş, paylaşmış bile! Olsun geç olsun ama bir de benden olsun diyerek ben de paylaşıyorum... :)

Pastel'in diğer ojelerinden daha küçük boyda. 2,5 liraya aldım. 2 kat sürdüm hemen kokmaya başladı. Çok çabuk kuruyor. Sadece tarçın değil ayrıca portakal, ananas, nane, çikolatalı kahve, greyfurt ve hindistan cevizi kokulusu da var. Şimdi durup durup parmaklarımı koklar oldum :) 

Neyse.... 

Demet kaçar efenim... 

Kalın sağlıcak ilen... 

Keyifli haftalarınız olsun!!!

5 Temmuz 2012

KENDİ ŞABLONUNU KENDİN YAP! (SEMA HANIM'A)

Efeniiiiiiiim yine merhaba!
Aslında Cuma günü düşünmüştüm bu yazıyı amma velakiiiiiiin Cuma bildiğiniz üzere (20 kere tekrarladığım gibi) yeğenim geliyor ve ben onu karşılamak için İstanbul'da olacağım. Sonra onu gezdireyim tozdurayım, aman bir de tatile gidelim derken olur da belki vakit bulamam diye bir gün erkene aldım yazımı :)
Konumuz kesme-biçme-boyama... işlerinde kullanılabilecek şablonlar. Elbet hazırları da var bunların. Şimdilerde eskiye göre çok daha da kolay bulunabiliyor ama her istediğiniz şekli de bulmanız bazen mümkün olmuyor. Ben burada daha çok şablonlardan bahsedeceğim. Stensıllar (stencil) biraz daha farklı. Ama benim anlatacağımı yapan onu da çok kolay yapabilir... Stensıl genelde ahşap, duvar, tahta boyama, bordür yapma işlerinde kullanılıyor ki boya işleri benim uzun bir süredir ilgilenmediğim bir başlık. Bu aralar ilgim kes-yapıştır kumaş işleri. Bunun için de kendi yaptığım şablonları kullanıyorum...
Elimde hazır olarak satılanlardan çokça var, kimisini buradan kimisini yurtdışından aldığım. Çizim konusunda sanırım en büyük icat bunlar olsa gerek :)
İşte benim hazır şablonlarım:
Bunları 1 milyoncudan almıştım. Çok küçükler. Daha çok kesme işleri için değil de çizme -boyama için uygunlar.


 Aşağıdakilerden geometrik şekilli olanları çeşitli yurdum kırtasiyelerinden , diğer ikisini ise yurt dışından almıştım...

  
Aşağıdakilerin hepsini yurtdşından almıştım. Tekli değil paketler halinde satılıyordu. Duysanız o kadar da ucuzdu ki! Sanırsam çocuk aktiviteleriyle ilgili bir mağazadan almış, sonra da neden bu kadar az aldığım için kendime kızmıştım...

Bunlar da kahve ya da sütlü tatlıların üzerlerini tarçın veya başka bir şey dökerek şekilli olarak süslememek için satılan plastik şeyler. Nereden aldığımı tam olarak hatırlamıyorum ama çok kullanışlı olduklarını söyleyebilirim :)


 Şablon hazırlamak için çok fazla şeye ihtiyacınız yok. İstediğiniz şekil, asetat kalemi ve bir de makas! Hepsi bu!
Ben genelde hazır olan resimleri kullanmayı tercih ediyorum. Ammaaaaaaaa başka birşey daha var ki onlar en çok yararlandıklarım.
Neler mi?
Pasta kalıpları!
Metal ya da plastik farketmez... Bir arada bunlar da takıntı konularımdan biriydi, deli gibi, çılgınlar gibi bunlardan topluyordum. Harıl harıl da kurabiye yapıyordum. Derken bileğimde sinir sıkışması oldu, hamur yoğuramadım derken pasta kalıplarım farklı bir misyon üstlenerek yiyecek-içecek hizmetlerinden art-craft sektörüne atladılar iyi de ettiler.
Hani bu altlıkları hastalık şeklinde topluyordum dedim ya, inanmazsanız bakın tıka basa dolu iki çekmeceme... Çiçeklisi, hayvanlısı, yeni yıllısı, alfabelisi, geometrik şekillisi.... HEPSİNDEN FAZLA FAZLA VAR BENİM...!


Şablon hazırlamak için önce şekillerinizi belirleyin. Ben 2 tanesini pasta kalıbından 4 tane de internetten bulup kestiğim papatya deseninden hazırlayacağım.
Şablon için kullanacağınız şey ne kadar sert olursa kullanımı da o kadar kolay ve uzun ömürlü olacaktır. Ben bunun için plastik tabaka kullanıyorum. Onu nereden buluyorsun derseniz eğer ben size evdeki naylon dosyalı klasörlerin kapaklarını kullandığımı söyleyeceğim. Kalın kartonlar, mukavvalar da aynı işi görecektir...
Sırasıyla resimleri takip edin efenim...











Tabi siz isterseniz eğer benim gibi şablonun yanından kesip sonra yapıştırmayabilir, sert bir zeminin üzerinde maket bıçağı kullanarak sadece içini çıkarabilirsiniz. Ancak o yöntem benim için daha zor olan, genelde hep parmaklarımı kestiğim ve daha uzun sürdüğü için ben bu şekilde yapmayı tercih ediyorum. Size kalmış...





Simsalabimsoooooooooooooooooooo.... 

İşte şablon da haır, kestiğiniz desen de. Bunları çeşitli renklerde ve boylarda kesebilir, her türlü süsleme ve aplike işlerinde kullanabilir, kağıt üzerine uyguladıklarınızı kartlarınızda kulanabilir, her istediğinizi yapabilirsiniz! Gerisi tammmamen size kalmış ki! 

Ben bir sürü şey yaptım bunlardan, göstereceğim size de en kısa sürede.
İşte benim kendi hazırladığım şablonlarım... :)

Bu arada çok çok sevgili Sema Hanım... Dilerim sorunuz bir parça da olsa cevap bulmuştur... Bugünkü proCem sadece sizin içindi :)))))

Bu aralar eskiden haftada birkaç bölümle sınırlı olan CSI merakım tavan yapmış durumda. Günde on tane izlesem bıkmıyorum. On tane izlediğin oldu mu hiç bir günde derseniz eğer ben de size evet derim görürsünüz gününüzü! Belimin ağrısından dolayı kıpırdayamadığım bir gündü... 

Nedir bu CSI derseniz eğer ben de size derim ki Crime Scene Investigation'ın (kıraym siin investigeyşın şeklinde okunuyor) başharfleri yani bizdeki karşılığıyla "Olay Yeri İnceleme". CSI:New York, CSI:Miami, CSI:Vegas, NCIS... 

Fox Crime kanalı sabahtan akşama bunları gösteriyor! Favorim elbette ki CSI:New York! Gittiğimde gezdiğim ve inşallah ileride yaşayacağım yerleri izliyorum :))) Şu an yarı dedektif gibiyim resmen, hiçbir şey kaçmaz benden!!!!
Yeğenim de çok sever bunları izlemeyi. Geldiğinde Ankara'da olacağımız süre boyunca muhtemelen oturup deli gibi, bazılarını ikinci defa, izleyip duracağız dondurmalar eşliğinde :)
Gecenlerde alışverişe çıkmıştım, hani şu Rossman'a falan gidip de renkli mutfak bezlerini topladığım gün... Bir sürü peçete de aldım. Bunda da ayarsızım. Desenli peçetelere dayanamıyorum. Kullanışlı değiller, çok sertler ama ben yine de alıyorum. Gerçi almamın çoğunluk sebebi servislerde kullanmaktan ziyade birşeyler kaplamak ya! 

Şimdilik sadece yeni aldıklarımı göstereceğim. Geniş bir vakitte de tüm peçetelerimi :)
  









 
Nasıllar? Tablo gibiler değil mi? Aldığım yerler öyle çok özel yerler değildi, çoğunu süpermakrketlerden bulup aldım...

Yandaki resme bayılıyorum! Yeğenimin facebook sayfasında görmüştüm kaç zaman önce, çok hoşuma gitti. Bir sürü yerde profil resmi olarak hep bunu kullandım. Bir yerlerde karşılaşırsanız eğer bilin ki o benim! Demek ki seveceğim çok belliymiş ki yıllar önce yine abimin yanına gittiğim bir seferinde üzerinde bu desen bulunan bir tiiiiişört de almıştım... 

Bu arada belirteyim ki tişörtüm ütülüdür ama resimde nedense tam tersi çıkmış! Sonradan farkettim, idare ediverin artık. Yıllardır dolabın bir köşesinde kalmış. Yakası çok sıkı olduğundan olsa gerek. Terziye götüreceğim bakalım ne yapabilir, sonra da seve seve giyineceğim!


Sonraaaaaaaa yine internette dolanırken Tish-0 diye bir yere denk geldim. Biraz kurcalayayım, ilginçmiş yav dedikten sonra üzerine işte bu desenden basılmış olan bir çanta gördüm. Sipariş sayfasında görünen şekliyle çantanın üzerinde "I love you this much" ifadesi vardı, sevinçle sipariş verdim. 

Zamanında geldi, hatta tahminimden çok daha erken. Ama şaşırdım! Siparişi İngilizce verdim, çanta Türkçe gelmişti...!



Benden bugünlük de bu kadar efenim.... 

Biliyorsunuz heyecanlı ve mutluyum. Erken yatıp erken kalkmalıyım :) 

Yarın günübirlik İstanbul yolculuğum var. Detaylar en kısa sürede burada. 

Görüşmek üzere efenim. 

Kalın sağlıcak ilen!