Yine iki haftayı geçmiş görüşmeyeli,
paylaşmayalı...
Genelde ara vermelerim şehir dışı sebepleriyle olurdu ama bu defa öyle olmadı... Ben kaynaklı bir neden de değildi... Ne yazık ki annem hastaydı. İki haftadan daha uzun bir süre önce, acile kaldırmamızla başlayan sıkıntılı süreç çok şükür ki sona erdi sayılır... İlk kez ambulans geldi, ilk kez apar topar acile gittik, ilk kez ne yapacağımı bilemedim, ilk kez bu kadar korktum, çaresiz kaldım...
Şimdi daha iyi çok şükür... Bir de
yardımcımız var artık evde, gece gündüz tetikte :) Annem 7/24 koruma altında
artık! O iyi olunca biz de iyiyiz tabi...
Annemle birebir ilgilendiğim bu iki hafta boyunca boş kalınca tek yaptığım şey tığla gül yapmak oldu. Herhalde yüz tane falan yapmışımdır :) Onları da fotoğraflayıp sizi kıskandıracağım inşallah! Yastık yapmayı düşünüyorum şimdilik, bakalım... Öyle çok yaptım ki güllerden, biraz vakit geçsin diye, biraz da sıkıntıdan... bir daha kolay kolay yeniden başlar mıyım bilmiyorum????
Şu an ki takıntım başka... Evdekiler
de bu konuda resmen harıl harıl. İşim kolay yani :) Takıntım mı? Tığla örülen
kolay kolay çok kolay kolyeden yapmak! Kolay olmasına kolay ama biraz da sabır
isteyen... Amaaaaaaaa benim gibi eli çabuk iki elemanınız varsa eğer o zaman
sabıra da gerek yok. İşlem basit: naylon ipe kum boncuklar dizilir, üç dört
zincirde bir boncuk alınır, istenilen uzunlukta örülür ve parçalar bir araya
getirilerek kolye tamamlanır.
Hepsi bu!!!
Bir başladınız mı gerisi geliyor. Ya
da bende öyle oldu. Genelde de zaten birşeye kafayı takıp psikopat gibi tonlarca
yapıyorum sonra da aylarca bir daha elime almıyorum. Benim de tarzım bu! İşte bu
kolyede de durum bu şekilde. Hele ki benim çalışkan elemanlarım bir başlıyorlar
ipe boncuk dizmeye, bir daha durdurana aşkolsun :))
Yapılacak ilk işlem bocukların ipe dizilmesi. Ben çoğunlukla naylon iplik kullanıyorum. Rengarenkler, seçenek çok. Ama dantel iplikleriyle de pekala oluyor. Elinizde varsa eğer, bunları da rahatlıkla değerlendirebilirsiniz. Ama kopmaya dayanıklı bir ip tercih edin derim. Çünkü kopma halinde dizdiğiniz tüm boncuklar etrafa dağılıyor bir de onları toplamak zorunda kalıyorsunuz ki benim en sinir olduğum durumlardan biri. Bocuk olarak kum boncuklar ideal. Bunlarda da seçenek çoooook. Ama illa kum boncuk olması şart değil. Fazla büyük olmayan elde kalmış çeşitli boylardaki her türlü boncuğu kullanabilir, az sayıda aklmış boncuklarınızı değerlendirebilirsiniz...
Boncuk rengi-ip rengi konusunda bir
kural yok. Zıt renklerde olabileceği gibi yakın tonlarda da seçebilirsiniz.
Boncukları tek renk kullanabileceğiniz gibi tek kolyede karışık renklerde
boncuklar örebilirsiniz.
İpe boncukları dizdiğinizde başlamadan önce boncukları epey bir ileriye doğru itin. İtin ki size örmek için ip kalsın. Yoksa iki de bir yeriniz kalmayacak, bocukları itmeniz gerekecek bu da ipinizin aşınmasına ve hatta kopmasına bile sebep olacaktır...
Ben otuz tane zincir çekerek
başlıyorum. Siz isterseniz daha uzun da tutabilirsiniz. Sonrasında ise her üç
dört zincirde bir, bir boncuk alın ve bu şekilde devam edin. Boncuk aralarındaki
zincir sayısı da size kalmış. Dilerseniz daha sık veya daha geniş tutabilirsiniz
mesafeyi. Hatta isterseniz boncukları ikişerli veya üçerli gruplar halinde de
tek zincirde toplayabilirsiniz. Bunlar tamamen size kalmış seçimler. İstediğiniz
uzunluğa gelince başta ne kada zincir çekmişseniz sonda da o kadar zincir
çekerek sırayı bitirin.
İşte benim yaptıklarım, rahat anlaşılır olması için bir uzaktan bir de yakından çektim resimleri...
Aşağıdaki kolyenin boncukları
(elbette farkettiğiniz gibi) kum boncuk değil. Kahve-mavi renkte olanlar fimodan
yaptığım boncuk-düğme karılımı, aslında ne olduğu pek belli olmayan şeylerdir.
Fiiiiiiii tarihinde yapmıştım bunları. Ve tahmin edeceğiniz üzere bunlara da bir
dönem dolamış, bu uğurda bir mini fırın harcamış ve bir kutu dolusu yapmıştım!
Deliklerini hamur halindeyken değilde fırınladıktan sonra ince uçlu matkapla
açmıştım. Kolyedeki diğer boncuklar ise sedef. Hani şu şekilsiz büyüklü küçüklü
olanlar var ya, işte onlardan...
Dedim ya, illa da kum boncuk olacak diye bir kaide yok! :)
İsterseniz aynı kolyede farklı renkte
ipler de kullanabilirsiniz benim burada yaptığım gibi...
Alın işte size tam yazlık bir
kolye!!! :))
Bu da yine kum boncuk harici
boncuklardan yapılmış bir kolye. Hatta metal (döküm) malzeme bile var.
Farkedeceğiniz üzere kolyenin bir sırasını tığla örerek değil de sadece
boncukları ipe dizerek oluşturdum. Keyif benim, boncuk benim, zevk
benim...!
Aşağıdaki iki taneyi zincir çekerek
değil (eğer adını yanlış bilmiyorsam) "örümcek" denilen yöntemle yaptım.
Alternatif olarak düşünebilirsiniz efenim...
Bunlar da hani şu dizi dizi satılan
ucuz upucuz bancuklar var ya işte onlarla yapılma...
Kısa zamanda çok iş yapmışım değil
mi? :) Rengarenk yapın, yaz günü her kıyafete uydurun!
Bunlar da dün itibariyle ipe dizilmiş yapılmak üzere bekleyenler... Dün itibariyle diyorum çünkü bugün 6 tane daha eklendi yapılacaklar arasına. Bizimkiler akşam iyi çalışmış anlayacağınız! :))
İşte bir tane örmesi bitmiş ama henüz
birleştirilmemiş olan kolye. Sıra sayısı size kalmış, ister on sıra yapın, ister
üç sıra. Ben genelde dizilen boncuktan kaç sıra çıkarsa kolyeyi de o sıra sayısı
kadar yapıyorum. Eğer tahminimden çoksa o zaman iki kolye yapıyorum. İsterseniz
bileklik ya da halhal takımını da yapabilirsiniz...
Son olarak kolyeyi tamamlamak için
açık uçların birleştirilmesi gerekiyor. İsterseniz doğrudan "kapama" ile
sıkıştırıp yapabilirsiniz, dilerseniz uçları (başta ve sonda zincir çekilen
kısımları) örerek kapama ile kapatabilirsiniz, hangisi kolayınıza gelirse artık
:)
İşte kolye hazır...
Takın takıştırın efenim
:)))
Bunun dışında aslında paylaşmak
istediğim öyle çoooook şey var ki... Ama hepsini ardarda dizmeye hiiiiiç niyetim
yok :)))
Yüzmeye başlamıştım biliyorsunuz.
Annemin bu durumu ortaya çıkınca tarih oldu tabiiyyy ki. Şimdi de benim hevesim
kaçtı, gitmiyorum! Anca tatilde yüzerim ben bu gidişle... Spora da gitmiyorum.
Onun için de bahanelerim çok; ay hava sıcak, acil bir durum olur evden ararlar
da aman duyamam, çok sevdiğim Esra Hoca başka bir salonda çalışmaya başladı...
falan falan. Söylemiştim, birşeyi yapmaya pek niyetim yoksa öyle bahaneler bulur
da yapmam ki şaşarsınız!!! Ama kilo falan da almadım stresten, koşturmaktan ve
tabi biraz da üzüntüden...
Survivor'ı tüm hızıyla takip
ediyorum. 4 kişi kaldılar. Hayım'ın gitmsine şaşırdım, elemede Begüm gider
diyordum, tam tersi oldu. Sanırım bu hafta Dominik'teki son haftaları. Nihat ya
da Hasan kazansın istiyorum. Begüm'ün işi zor sakaltlığından ötürü... Heyecanla
bekliyorum bu haftayı :))
Biliyorsunuz ki bir İstanbul ve New York hayranıyım. İlerde yaşayacağım yer bu ikisinden biri olacak. Ama doğma büyüme bir Ankaralı olarak facebook'da gördüğüm bu resmi paylaşmadan edemeyeceğim, çok beğendim :)
Biliyorsunuz ki bir İstanbul ve New York hayranıyım. İlerde yaşayacağım yer bu ikisinden biri olacak. Ama doğma büyüme bir Ankaralı olarak facebook'da gördüğüm bu resmi paylaşmadan edemeyeceğim, çok beğendim :)
Bu arada önümüzdeki günlerde yapımını paylaşacağım şey bu çerçeve. Tam annem hastalanmadan önce yapıp bitirmiştim. Ama gelin görün ki nedense hiçbir aşamasının resmini çekmemişim! Şimdi bir tane daha yapıp öyle paylaşacağım. Bu da muhtemelen önümüzdeki haftasonuna doğru olur, ilginize + bilginize :))
Beylerden takip eden varsa eğer...
BABALAR GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN...!
Amanıııııın.... Bir de üniversite sınavı var değil mi bu haftasonu? Of of of...
Bizim zamanımızda daha kolaydı
sanırım. Ben 91'de girmiştim sınava. ÖSS ve ÖYS olarak. Şanslılardanmışım,
ikisini de ilk girişimde kazanmıştım. Gerçi sevmediğim bir okulun sevmediğim
bir bölümünü sevmeye sevmeye okudum ve bu nedenle de hep sevmediğim işlerde
çalıştım :( Ama o zamanlar dershaneye gitmek fazlasıyla yeterliydi üniversite
sınavını kazanmak için. Hatta benim bölümümde (kamu yönetimi) sadece okul
bilgileriyle sınavı kazanan bir çok arkadaşım da vardı. Şimdi? Ooooooooo
dershane + özel dersler + etüdler + değişik teknikler... Allah yardımcısı olsun
şimdiki öğrencilerin. Daha doğrusu hem öğrencilerin hem de ailelerinin.
Neredeyse ilkokuldan başlayacaklar üniversite sınavı için hazırlanmaya... Ne
diyeyim, sınava girecek herkese boooooooooooooooool şans...
Neyse...
Benden bugünlük de bu kadar...
Herkese sağlıkla geçireceği keyifli bir haftasonu diliyorum!
Görüşmek üzere :)))
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder