Günlerdir bilgisayarı alıyorum önüme tam yazacağım bir şey oluyor, telefon çalıyor, çıkıyorum, yorgun oluyorum, unutuyorum derken yine haftalar geçti...
Neyse, bu defa azimliyim...
Annemleri getirdim, Bodrum sezonu kapandı. Oy kullanmak gerek değil mi?
Yine her yıl olduğu gibi annem, Nani, ben uçakla, babam ve eşlikçisi arabayla! Babam yüzyıllardır ısrarla arabayla gidip gelmeyi tercih ediyor, çok seviyormuş etrafı izlemeyi. Ne diyeyim...


Haberiniz vardır belki, geçtiğimiz haftasonu İstanbul Kahve Festivalı vardı Haydarpaşa Garı'nda. Açıldığı gün 2.seansına gittik. Günübirlik uçakla. Sabah gittik, öğleden sonraya kadar gezdik, saat 15:00'de festivale girdik, orada da hep ayakta, sonra havaalanına, havaalanında (Sabiha Gökçen) işçilerin frekans kablolarını mı ne kesmeleri nedeniyle rötarlı olarak Ankara'ya gelme derken haliyle çooook yordu beni ama değdi. Aylardır bekliyorduk bunu. Biletler çıkar çıkmaz da almıştık! Allahtan "şahıs" yanımdaydı da taşıma-indirme-kaldırma-nakliye işleri tarafından yapıldı :)
Bir sürü kahve tadıldı, yeni insanlarla tanışıldı, tüm kahve standları onar kere gezildi, tatlı komasına girildi.... falan falan :)
Yukarıdaki fotoğraf festival özçekimi. Özçekim olduğu için yüzüm öyle uzun çıkmış, yoksa o kadar uzun falan değil yüzüm!!!
Bu aralar mozaik kursuna gider oldum. Amma da meşakkatli işmiş! Girdik bi kere :) Ne yaptığımı sonraki yazımda anlatacağım lakin.


Ama üşenmesem pekala kılıfını da içini de ben yaparım amaaaa dikiş ayrı bir konu. Pek üşengeçim o konuda...

Bilmiyorsanız eğer nasıl yapıldığını, yazdığım şekilde youtube'da veya google'da aratın, bir sürü şemalı-anlatımlı tarif bulabilirsiniz.
Ben şu "tembellik" çemberini bir kırabilsem neleeeer neler anlatacağım ama, sanırım kısa-soğuk-karanlık kış günlerine saklıyorum enerjimi.
Kullandığım ip Alize Diva. Bayılıyorum bu ipe. Öyle güzel renkleri var ki, canlısı, yumuşak hallisi, ebrulisi. Kızılay'da bir yer buldum kiiiii, aslında orası hep vardı da, benim yolum yeni düştü, bir sürüüüüüü rengarenk hallaerini keşfettim Alize'nin!
Bu arada, genel olarak tığ terimleri hakkında bilgi edinmek, bilgilerinizi tazelemek isterseniz eğer buraya bir göz gezdirebilirsiniz efenim...
Ben motifler bitince, tek tek veya birbirlerine diktikten sonra, son olarak tek bir sıra daha örmeyi seviyorum. Yani burada dıştaki koyu renk olan kısım. Ördüğüm şeylerin çok daha derli toplu durmasını/ görünmesini sağlıyor. Burada da yine motifleri dikerek birleştirdim.
Örerek birleştirme eylemini hala ısrarla becerememekteyim.
Yok!
Ol-mu-yoooor.
Olmayınca gıcık oluyorum. Gıcık olunca da denemiyorum. Gayet açık ve basit bir kısırdöngü!!!
Bu arada fikir olsun diye ekliyorum buraya. Bir arkideşim çakıl taşlarına delik açıyor matkapla ve onları takı-tokalarda kullanıyor. Hatta birkaç tane de ben yapıvermiştimdi!!!

Neyse arkideşler! benden bu defalık da bu kadar. Ekim de bitti sayılır...
Kasım'da görüşmek üZRe!
OY VERMEYİ UNUTMAYIN!!!!
.....Veeeeeeee