28 Ekim 2013

YASTIK - 569.876

Efeniiiiiiiim....

Merhaba herkeŞe...

Bir Pazartesi gününde daha iyisinizdir umarım....

Ben? Bodrum'da mı? Tatildeyken????

İyiyim iyiyim... merak etmeyin :)))) Burada günler tüm sakinliğiyle birbiri ardına geçiyor. Yalan yok, Ankara'ya dönmeyi istemiyor değilim. Yeter! Dinlendik! Doğayla başbaşa kaldık, sessizliği dinledik, huzur bulduk, Yalıkavak marinayı gezdik, Kasım ayını getirdik, tamam artık! Dönmeli yavaştan...

Ben yine yastık yaptım! Ama bu defa ki çok daha kolay. Daha önceki yastıkları yaptığım yuvarlak motiflerden farklı boylarda ve renklerde ördüm bol bol. Sonra güpür dantelden kestiğim papatyaları da ortalarına ekledim, yastık kılıfına diktim, hepsi bu!!!!!

Resimleri takip lütfen :)






Motifleri hazırlarken izlediğim yol şu oldu:

Önce papatyayı en küçük yuvarlağa pritt türü yapıştırıcıyla tutturdum, sonra da sırayla büyükten küçüğe gittim. Yapıştırmayı hafif yaptım çünkü yapış yapış olsun istemedim. Sonra da tüm motifleri misinayla papatyanın yapraklarının ucundan diktim. Böylece sabitlenmiş oldular.

Yıkarsam ileride kopma durumları olmayacak yani. İsterseniz farklı dikiş teknikleriyle renkli iplerle de yapabilirsiniz bunu.

Tercih sizin!

Sonra yastık kılıfını serip üzerinde yerleştirdim bunları. Yaptıklarımın hepsini kullandım. Siz isterseniz daha sık ya da daha seyrek de kullanabilirsiniz motifleri. Bu da sizin zevkinize kalmış...



Dikmeye başlamadan önce yine prittle hafifçe tutturdum motifleri kılıfa, ki dikerken her seferinde yeniden yerleştirme yapmak zorunda kalmayayım diye....

Heh heeeeee....

Zeka derler buna zekaaaaaaaaaaa!!!!

Neyse....

Dikerken sarı ip kullandım. Burada da seçenek çok. Her motifi ayrı renk iple dikebilirsiniz. Gizli dikiş yapabilirsiniz. Misina kullanabilirsiniz. Battaniye dikişi yapabilirsiniz....

Ben dikiş olayını sabır işi bulduğumdan ve bana pek uymadığından :) bana en kolay gelen yöntemle dikiverdim :)



Ay burası da pek güneşli canım yaaaaa..... Neysse....


Dikme işlemi bitince içini doldurdum, fermuarını kapattım ve kapının önünde diğer yastıkların yanına koyuverdim :)

Öyle ayrıca astarla mastarla uğraşamam ben! Seneye astar işi. Diğer yastıklar da aynı usul. Fermuarları aç, bütün içindekiler yüzüne patlasın misali..







Bu resim yukarıdakinin bir benzeri ama deniz manzaralı olanı. Bakın ve tabiyyyy ki beni kıskanından başka bir amaç için eklenmemiştir buraya!!!!

Başta söylediğim gibi çok kolay bir yöntem bu. Benim gibi farklı renklerde üç yuvarlak yapıp yapıştıracağınıza farklı renklerde öreceğiniz tek bir yuvarlak da aynı işi görecektir ki, bu ne yazık ki benim aklıma şu an geldi...

O zaman neymiş?

Az önce bahsettiğim kadar da zeki değilmişim aslında!!!!

(şu an gülen varsa silerim! ona göre!!!!)

Neyse....


Arkideşler!

Benden bu defalık da bu kadar...

Kalın sağlıcakla, mutlulukla...

demet

xoxo
















24 Ekim 2013

ORTAYA KARIŞIK - İKİİİİİİİİ!!!!

Efeniiiiiiiim!

Tekrardan merhaba!

Ah bu sıcaklar da insanı mahvediyor canım, söööölemesi ayıptır, kısa kolluyla bile terliyoruz şimdilerde burada....

Neyse...!

Dilerim herkeŞ iyidir.

Ben de iyiyim şükür. Birazdan Yalıkavak'a gideceğim komşu Nilgün'le. Yalıkavak pazarına gitmek kısmet olmamıştı bu sene. Ankara'ya dönmeden bir kere de olsa gideyim dedim. İşte bu yüzden halime şükür diyorum ya, evin içinde bile dolanamzken şimdi pazara gideceğim!!!! Detaylar sonra :)

Gelelim ortaya karışıklara....

Daha önce bahsetmiş miydim bilemedim? Son zamanlarda unutkanlık diz boyu ya! Aynam vardı burada iki sene oluyor galiba yapalı. Taşınırken o da yukarı geldi.

Ahşap çerçevenin üzerine parşümen kağıdını buruşturup bayaz tutkalla gelişigüzel yapıştırıp üzerine kuruyunca bir kat daha tutkal geçmiştim fırçayla. Tutkal kurumadan biraz gümüş sim serpiştirmiştim. Sonra gümüş renkli ahşap boyasıyla boyayıp yanlarını parmak yaldızla geçmiştim. Son olarak da boyutlu boyayla kenarlarını süsledim. Babam da aynasını taktırtmıştı! Hepsi bu!






Aynayı da biraz yüksek taktırmışız bu arada. Annem sadece saçının tepesini görebilirken babamla ben baş kısmımızdan faydalanabiliyoruz. İndirelim madem dedim, ona da yok! Öylesine duruyor duvarda, sadece dekor amaçlı!!!!

Bu arada aynanın altındaki tutacağı farketmişsinizdir. Evin içinde alt katta bir sürü yerde var bunlardan annemin destek alarak yürüyebilmesi için. Banyoda da var, Allah korusun nemli yer, her türlü düşme kayma ihtimaline karşılık....

Nar zamanı gelmiş haberim yok!!! İki gün önce koccaaaaaaaaaaaaaa bir torba dolusu nar geldi karşı bahçeden. Ben "nar yiyici" tayfasındanım, ayıklayıcı değil. O misyon bizde annemle babama ait efenim :) Ben tabakları getiririm, etrafa gazete yayarım, kabukları çöpe atarım, ortalığı toplarım, ayıklarken leke yaptıkları kıyafetlerini yıkar asarım ama ayıklamam, yerim!!!! 

Yıllardır süregelir bu durum. Herkes memnun halinden...

Haaaaa bir de narlarla birlikte gelen tüm böcek-sinekleri ben bertaraf ettim... Belirtmek istedim :)

Gamze'miz var burada. İki yıldır yemeklerimizi yapar, ütüler, derler toplar bizi. Geçen gün bir hediyeyle geldi bana. Kendisi yapmış. Çok hoşuma gitti, paylaşayım dedim.

Not: Evet! Çarşafım da buruşuk mu neymiş???!!!!






Kedi ailesi bu aralar konaklama için bizim bahçeden vazgeçmiş olsa da ara ara uğramaya devam ediyor! 

Orta katta camla kapalı bir balkonumuz var, ben eşyalarımın bir kısmını oraya koyuyorum. Geçen akşam yine oradayım, yandan birşey geçti. Aha dedim yan bastık!!!! Yılan mı acaba? Kışın bizim buralara dağdan domuz iniyormuş, yaban domuzları. Layn! Yoksa domuz olabilir mi??? Gibiiiiiiiii kendimin bile saçma bulduğu bir sürü teori ürettim saniyenin binde biri kadar bir süre içerisinde ve tüm cesaretimi toplayarak kafamı kaldırarak baktım kiğğğğğğ, gördüğüm şey aslında yavru kedilerden biriymiş!!!!

Tamam, ben de biraz abartmış olabilirim ama.... Neyse....

Kola falan pek sevmem. Yıllardır para verip almışlığım da pek yoktur ama şu isimlililer çıkınca aldı beni de bir merak, bir çılgınlık. Kocccaaaaa Bodrum'da onlarca büyük marketi didik didik aradım bir tane Demet bulamadım, iyi mi?!?!?!? Yani öyle çok bulunmaz bir ismim de yok ama....! Cık! Bulamadım. Ankara'dan bir arkadaşım kutu olanını bulmuş Allahtan :)

Not: Tahmin edeceğiniz üZRe fotoğraftaki el bana ait değildir :)

Neyse....

Bir "ortaya karışık"ın daha sonuna gelmiş bulunmaktayız efenim....

Yarİn Cuma! 

Dayanın! 

Haftasonu kapıdaaaağğğğ der, herkeŞe sevgiler yollarım ki!




22 Ekim 2013

ORTAYA KARIŞIK - BİİİİİİİİR!!!!!

Efeniiiiiiim Merhaba!

Aslından (hala) Bodrum'dan merhaba desem daha doğru olacak (heh heeeeeee)!

Bayram tatili bitti, evli evine işli işine geri döndü ama (sööölemesi ayıp) ben hala Bodrum'dayım. Sırf sizin için!!!

Evet! Evet!

Sırf çalışmak zorunda olan arkadaşlarım için. Yani yaptığım aslında tam bir fedakarlık örneği.... Özverinin büyüğü....

Yeterince sinir oldunuz mu bana????? (heh heeeee)

Bence evet deyin, aksi halde devam ediceeeeeem :))))

Bu arada belirteyim, şu anda hava burada yukarıdaki resimdeki gibi. Artık siz anlayın yani....

Neyse!

Dilerim herkeŞ güzel bir bayram geçirmiştir. Havalar burada da biraz serindi bayramda ama yine de bayram iste, her şekilde güzel!

Ben iyiceyim. Elimden geldiğince egzersizlere devam. Ancak buranın rutubetli havası ağrılara sızılara pek de yaramıyor, sabah yataktan offffff pofffffflarla kalkıyorum. Annem aşağıdan ben yukarıdan :)

Buralar biraz inişli yokuşlu olduğu için her yere arabayla gidildiğinden yürümeye pek fırsat olmuyor. Ama bak babana, her sabah erkenden kalkıp arabayı deniz kıyısına çekip orada deniz ve orman havası eşliğinde yarım saat ne kadar güzel de yürüyüşünü yapıyor derseniz o başkaaaaaaaa! O babaaaaaam ben Demet!

Bunun dışında burada vakit çok ama elişlerime bir türlü vakit gelmiyor. Almışım elime ip-tığ, 589.129.578. yastığımı örmeye çalışıyorum. Fenalık geldi yastıktan, aynı motifi habire yapmaktan ama nasıl bir ryh haliyse benimkisi, bırakamıyorum elimden :)))

Bu sebeple başlık ortaya karışık. Okudukça anlayacaksınız efenim :)


Yirmişer kere yer değiştirdikten sonra sonunda aynalar bir araya gelebildi. Annemim isteğiyle biraz asimetrik bir şekilde salona asıldılar.

Belki yapılışlarını hatırlamak isterseniz eğer örme güllü için buraya, kurdele güllü için buraya, yuvarlak süsleri olan ayna için de buraya bakabilirsiniz....

Aşağıdaki resim ise daha çok salon klimamızı gösterme amaçlıdır :)))))


Sonraaaaaaaaa.....

Sonra kot pantolonu keserek yaptığım çerçeve de yerini buldu. Tam televizyonun üzerine istedi annem. Her baktığında oğluya torununu görmek istiyormuş.... Tey teeeeeeeeeeey! Orada bizim de fotoğrafımız var amaaaaa adımızı anan yok. Tabi! Biliyorum ben, annem onları daha çok seviyooooo!


Bu arada şimdi farkettim ki fotoğrafları pek net çekememişim. HalbuSi fotoğrafçılığım da süperdir ama....

Neyse....

Son olarak daaaaaaaaa şu bir sürü yaptığım ama bir türlü tam yerini bulamayan vintage türü süslerim, sarkaçlarım....

Onlar da üst kata çıkarken ki duvarda bulunan apliğin altına nihai olarak konuçlandılar :)



Cam tuğla benim fikrimdi tadilat sırasında. Çok da iyi oldu, evin içi oldukça aydınlık oluyor bu sayede. Yalnız babam arkaya sadece geceleri yanan bir lamba taktırmış. Onu yatarken yakınca salonun içi ışıl ışıl oluyor, gece yatınca annem rahatsız oluyor mu bilemiyorum!!!! (not: annem merdiven çıkamadığı için yıllardır salonda yatar)

Ve son olarak daaaaaaaaaa beklenmedik misafirlerden bahsetmek istiyorum :) Bir anda bahçemize taşınan kedi ailesi!!!!!

Kapının önündeki koltuk ve kanepelerin minderlerinie tırmanıp oturdukları, tırmaladıkları için annemi, koşuşturup oynaşıp, sereserpe uzanıp bahçeyi darma duman ettikleri için babamı çıldırtan ama dünya tatlısı üç yavru bir de anne kedi!


Her yerdeler!!!!

Tam oyuncular! Bahçede, ağaçların tepesinde, sinek böcek kovalamacada, koltuklarda, bacaklarımın arasında. Hele bir tanesi var ki, siyah olanlardan biri, sanırsam beni annesi sanıyor. Tamam evdeki tüm sütler onlara gidiyor, peynir desen keza, ama kedi annesi olmak??????




Gelelim hızmamaaaaaaaaaa.....

:((((
:(((((((((
:((((((((((((
:(((((((((((((((((
:(((((((((((((((((((((((
:(((((((((((((((((((((((((((((((
:((((((((((((((((((((((((((((((((((((
:((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((
:(((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((
:(((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((....

Bilmem anlatabildim mi?

Yok! Yine olmadı! Küçücük miniminnacık bir metal parçasına yine sözümü geçiremedim!

Burnumdaki iltihap bir geriledi iki ilerledi, sonra bir geriledi üç ilerledi, beş ilerledi derken ne kullandıysam fayda etmedi! Veeeeee kadere bakın ki iki yıl önce taktırdığımı da yine Bodrum'da çıkarmak zorunda kalmıştım :((

O zaman neymiş, olur da son bir deneme yapılırsa eğer, bu kışın olacak ve Bodrum kara talihi bertaraf edilecek!!!! :)))

Vücudum kabul etmiyormuş... Eeeeeee? Olur da birgün belime platin taktırmak zorunda kalırsam neler olabileceğini düşünmek bile istemiyorum!!!!

Neyse efenim....

Benden yine bu kadar....

Arayı açmadan ortaya karışık ikiiiiiiiiiii ile devam edeceğim.

Kalın sağlıcak ilen :)