31 Ocak 2013

NEYE NİYEEEET? NEYE KISMET!!!

Merhabalar efenim...

İyisinizdir inşallah...

Ben yine bir koşuşturma içerisinde, neredeyse iki gün üzerine anca oturabildim bilgisayarın başına...

Hatırlarsınız benim atkı/şal olayını... Hani bir türlü karar veremediğim, öyle mi böyle mi diye uzadıkça uzayan...

Hah! İşte o! Hatırladınız değil mi?

İşte o yuvarlak parçalar artık atkı falan olmayacak efendim! Elli ayrı şekilde denedim, elli defa de söktüm!

Yok!

Ol-mu-yoooooor...

Ya da ben yapamıyorum, beceremiyorum ama bu çok küçücük, minicik bir ihtimal olduğu için söz etmiyorum bilem :)

Efenim.... Yuvarlaklarım kare olacaklar, sonra o kareler birleşip yastık yüzü olacak.

Son kararım bu ve bu doğrultuda çalışıyorum artık!







İşteeeeeeeeeeeee....

"Yuvarlaklar"ımın son durumları budur!

Dediğim gibi, bundan sonraki aşama belli; yastık yüzü. Gideceği yer de belli; yazlık! Hatta belki bir ihtimal o sabrı gösterebilirsem eğer, ikincisini de yaparım :)))

Ondan sonra da zaten havamdan da geçilmez!!! :)))


Bu arada burada ve burada paylaştığım kutu-teneke-şişe kaplamalarım yakiiiin çevrem tarafından beğenildi ve çokça(na) istek aldı...

Ben de kırmayarak hayranlarımı birkaç tane yapıverip kendilerine iletiverdim :)































Efeniiiiiiiiiiim....

Benden bu gün de bu kadar. Bu arada (benim açımdan) çok güzel bir haber vereyim; önümüzdeki hafta innnnnnnnnnnnnnnnnnşallah İstanbul'a gidiyorum :)))))))) uzun değil, sadece birkaç gün ama olsun! Az gün olsun, İstanbul olsun :)

Offffffffffff...! Benim bir Tahtakale ya da Eminönü yaptığımı düşünebiliyor musunuz? Amanıııııııın! Ben düşünemiyorum mesela :)

Neyse...

Siz kalın sağlıcakla, huzurla, mutlulukla, sevgiyle...

Görüşmek üzre!





28 Ocak 2013

FİLOGRAFİ NEDİR??? BEN BUNU HAMAMÖNÜ'NDE ÖĞRENDİM...

Efeniiiiiiiiiimmmm....

MERHABA...!!!!

Cumartesi günü Hamamönün'e gitmiştim ya hani, işte biraz oradan bahsedeyim, biraz da ilk defa karşılaştığım bir sanat türünü göstereyim dedi; Filografi! Eğer siz filografiyi daha önceden biliyorsanız veya duyduysanız ne ala, duymamışlığım benim ayıbım...Çok şaşırdım gördüğümde, hayran oldum ve habersiz olduğum için de çok üzüldüm...

Neyse önce Hamamönü...

Ankaralılar bilir, eskisinden çok farklı bir çehreye büründü burası. Büyükşehir Belediyesi'nin Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında yenilendi, temizlendi, onarıldı, güzelleşti.

Şansıma hava yine güzeldi. Yağmurlu demişti hava durumu o gün için, inandım, boşu boşuna bir de şemsiye taşıdım!!!

Taceddin Dergahı'yla başlıyorum. Burası Mehmet Akif'in de bir dönem yaşadığı yer. İçeride bu sürede kullandığı eşyaların bir kısmı sergileniyor.






Belirteyim giriş ücretsiz. Duvarlar hep Mehmet Akif'in fotoğraflarıyla, tarihi belgelerle donatılmış. Fotoğraf çekiminde bir sıkıntı yok.

Dergahın biraz ilerisinde İstiklal Marşı'nın 10 kıtasının yer aldığı sütunlar var.







Bir sürü konak var, han var. Hemen hepsinin girişinde isimleri ve biliniyorsa eğer kısa tarihçeleri yer alıyor. Dar sokakları, kafeleri, sanat atölyeleri... Çok güzel olmuş Hamamönü!











Yaklaşık üç saat geçirdim burada. Yemek için de birçok seçenek var. Ama gözleme yemenizi tavsiye ederim :)) Ben patatesli-kaşarlı yedim, çok beğendim. Üzerine de külde hazırlanan (pişirilen) Türk Kahvesi!

Yanımdaki mi? Tabiiiiy kine Niiiibek. O da konak kapılarına bayıldı durdu tüm gün boyunca. Allallaaaaaaa... Neyse...  :)))

Derken bir yere girdik, epeyce kalabalık. Duvarlarında resimler falan. İkinci katı da var, orası da kalabalık. Bu ne yav sorularıyla şaşkın bakınırkeeeeen biraz geç de olsa jetonumuz düştü ve anladık ki sergi açılışına denk gelmişiz. O da Filografi Resim Sergisiymiş...

BA-YIL-DIM...!!!! Evet, çok çok beğendim.

Filografi tel ve çivi ile yapılıyor. İnternette baktım. Az önce de dediğim gibi, böyle bir şeyi daha önce görmediğim için şaşırdım ve üzüldüm. Sonra "Olsun! Hiç olmamasından daha iyidir" diye diye kendimi avuttum! :)))

Alın size sergiden seçmeler...








Filografi ilginizi çektiyse ve gidip bir göreyim derseniz eğer, Adullah Yalman'ın 45 parçadan oluşan sergisi 7 Şubat'a kadar açık. Pişman olmayacaksınız... :)

Ve.......... Ardından.........

Saat kulesinin önünden taksiye binerek tekrar gelme fikriyle eve dönüş!

İşte benim Cumartesi günüm :)

Atkı mı???? (Banu duymasın) ama hala birleştirmeye başlamadım ama niyetliyim. Önemli olan da niyet değil mi zaten canım!!!!

:)

Size güzel, "sallanmayan" bir Salı günü diliyorum.

Bu arada Salı deyince aklıma (çok alakasız birşey) geldi. 2 Şubat Cumartesi günü Bahçelievlerdeki Cuma pazarınun kurulduğu yerde "Sosyete Pazarı" açılıyormuş. Haftada iki gün; Salı ve Cumartesileri. Bu pazarların adı neden sosyete şeklindedir onu da hiç anlamış değilim ama..... neyse....

Öpüyorum ki herkeŞi

Kalın gülücükle :)






26 Ocak 2013

KAHVENİZ SICAK KALSIN! KAHVE KUPASI ELİNİZİ YAKMASIN :)

Merhaba!

Nasıl geçti Cumartesi gününüz?

Ben mi?

E söylemiştim ya Hamamönü'ne gideceğim diye... İşte oraya gittim. Ama onu yarın anlatmayı düşünüyorum.

Bugünkü proCem başka :)

Tığla yapacağınız çok kolay birşey. Tam adını bilmiyorum ama... Kupa kılıfı olabilir mi acaba? Hımmmmm.... Bence fena değil, öyle olsun!

O zaman biraz geriye sarıyor ve yeniden başlıyorum:

.....söylemiştim ya Hamamönü'ne gideceğim diye... İşte oraya gittim. Ama onu yarın anlatmayı düşünüyorum.


Bugünkü proCem başka :)

Tığla yapacağınız kupa kılıfı. Çok da kolay. Tek yapmanız gereken kupanıza uygun ölçülerde, sık iğne tekniğiyle dikdörtgen bir parça örmek ve sonra onu süslemek...

Belirtmeme gerek yok sanırım, oldukça yaygın bir fikir bu, bir sürü yerde karşılaşmışsınızdır. Bu sebeple belirli bir kaynak göstermiyorum.

Resimleri takip ediniz efenim....










Ördüğüm kalpler vardı hani. Örüp bir kenara koyduğum, ihtiyaç halinde hemen alıp pıt pıt kullandığım... Yapımını burada göstermeye çalıştığım ve en son bu projede kullandığım... Eeee konsept sevgililer günü olunca onları kullanayım dedim :)

Sonra onları yapıştırdım pritt + uhu kullanarak. İyice tutması için bir süre mandalladım!



Sonrasında 6 parça ip yaptım. Bu ipleri de 25'er zincir çekerek hazırladım. Bunların uzunluğu elbetteki kupanın büyüklüğüne, ördüğünüz parçanın büyüklüğüne... bağlı olarak değişebilir. Deneme yanılma yöntemiyle en doğru uzunluğu bulabilirsiniz... Ardından karşılıklı gelecek şekilde, ördüğüm parçanın uçlarına tutturdum. İşte hepsi bu! Kolaymış değil mi dediğim kadar...?





Oturan bebek çok güzel değil mi? Mısır püskülü türü birşeyden yapılmış. Çok hafif, çok nazik birşey. Bir arkadaşımın hediyesi. Prag'dan getirmişti sanırsam... Ya da Paris miydi??? Geziyor diye öyle sinir olmuşum ki yerini bile tam hatırlayamıyorum!!! :)))

Efenim, aşağıdaki iki fotoğrafın konuyla alakasının yanı sıra asıl amaç mavi "oCe"lerimi göstermektir... :)))



Arkideşler...

Benden bugünlük de bu kadar...

Herkese huzuuuuuuuur dolu bir Pazar günü diliyorum...

Sağlıklıysanız,

Eh bir de sevdiklerinizden uzakta değilseniz...

Daha ne olsun...

Kalın sağlıcak ilen.