19 Ağustos 2014

SAKSI KAPLAMAYA "EK"

Bir yazının herşeyi hazır olur da bu kadar uzun sürede neden yayınlanamaz, sormayın bilmiyorum! 15 gündür ha şimdi, ha yarın derken olmadı bir türlü...

Kısmet şimdiyeymiş diyerek abuk bir bağlamayla herkeŞe merhaba diyorum...

Burada saksı kaplamaktan söz etmiştim ya hani, elimde bir tane daha kaplanmış vardı, onu da göstermek istedim. Ikea'dan teeeeee ne zaman aldığım galvaniz gibi bir şeydi. Renksiz bir saksıydı. Dedik ki babamın caaaaanım bahçesi için biraz renklendirelim. Ortaya böyle birşey çıktı. Altına da birkaç delik açtım çivi çekiçle, ekti çiçeğini babam koydu kenara.






Şemsiye de neyin nesi diye soracak olursanız eğer hemen diyeyim... Şöyle ki; bazı çiçekler güneş pek sevmezmiş, babam da güneş tepede olduğunda böyle bir önlem alıyor. Hergün hiç üşenmeden kuruyor, güneş gidince kaldırıyor!
Yandaki kapı süsü orjinalinde aşağıdaki gibiydi. Eskitme beyaz türü bir şey. Paşabahçe'den almıştım. Astık kapının yanına gelince. Bir gün denizden geldim kiiiii amanın! O da ne? Benim beyaz süsüm olmuş rengarenk. Anneme göre aslında "hafif bir renk verilmiş". keşke önceki halinin resmini çekeymişim. Ona bile fırsat tanımadı hatun. Ben de arkasının resmini çektim, ön yüzü de hemen hemen aynıydıç



Bunlar da Tcihibo'dan son aldıklarım. İndirim temasında almıştım. Bildiğiniz desenli bantların epey geniş olanı. Sanırım duvar süsü, bordür amaçlı kullanılıyor. Hafif şeffaf gibi. Yani zemin desenli ise, koyu renkse göstermiyor pek kendini. Açık renkte hoşşşş :)

Neyse efeniiiiiiiim, benden bu kadar.

HerkeŞ kalsın sağlıcakla...


8 Ağustos 2014

PİYANGODAN ÇIKAN...

Merhaba arkideşleeeer!!!!
Büyükşehirlerin hemen her birinden feci yağmur-sel haberlerinin geldiği şu günlerde burada yaşadığımız en kötü şey hepi topu iki üç tane bulut görmek oldu...

Niibek canlısıyla konuştum. Dün akşam Ankara'da acayip yağmur varmış... Artık mevsimler de kaydı, olan da nasıl olacağını şaşırdı.

Tatilde olmanın güzelliklerinin yanında son bir hafta biraz sıkıntılı geçti burada... Daha erken yazacaktım aslında. Komşulardan üstüste gelen vefat haberleri, önce babamın hastalanması, annemin korkutması, dizim... derken şimdilik şükür herşey yolunda...  Ne olursa olsun, bir şekilde hayat hep devam ediyor, bazen biz gerisinde kalıyoruz ama o hep bildiğini okumakta...

Sol tarafta gördüünüz resim babamın çiçek havuzu. Evi alırken orası süs havuzuydu, tam bahçe yapılırken yıkılacaktı ki aklımıza böyle bir fikir gelmişti. Şimdi bakıyoruz da iyi ki gelmiş. Ne alaka şimdi diyeceksiniz? Ben de diyeceğim ki bunun da resmini yayınlamam konusunda babamdan bir süredir baskı görmekteyim!!!! Direnmekten se yayınlayayım olsun bitsin istedim! :):)

Yastık olayını artık kapatmıştım biliyorsunuz. Hem de kesin olatak (güya)! Güya'lı ve -mıştım'lı bir cümle kuruyorum maalesef... Çünkü geçen sene buradayken başladığım ama Ankara'ya dönerken getirmeyip burada bıraktığım tamamlanmamış bir yastık yüzü daha buldum!!!!! 

Te allamm yaaaaa..... Kabus gibi birşey bu. Ben bıraksam bunlar benim peşimi bırakmıyor.... 

Bu kadar örmüşüm, dikilmemiş hazırda bir sürü de motif var. 

Eeeee? 

Nolacak? 

Nooolacağı var mı! Mecbur bunu da bitireceğim! Bir arkadaşım var, epeydir peşimdeydi bana da bana da diye... Bu da ona gider muhtemelen.

Ama bu defa bunu bitirince "son" demeyeceğim. Ne zaman öyle desem tin tin yenisine başlıyorum. Bu kez "kısmet" deyip bırakacağım :)

 




Uzun bir süredir aradığım ama bulamadığım bir kitap vardı; Elif Gibi Sevmek. Baskısında mı bir hata varmış yoksa çok satmış da yetişmiyormuş, neden sebep epeydir yoktu piyasada. 

Sonunda elime geçti. Aslında pek tarzım bir kitap değil. Şöyle ki genelde roman, hikaye, polisiye türü kitapları seven biri olan benim şiir neredeyse hiç ilgi alanıma girmiyor. Ama bu kitabı çok beğendim. Facebook'ta biri paylaşınca ilgimi çekmişti, iyi ki de çekmiş. 

Hergün belli sayıda sayfa okuyorum ki hemen bitmesin diye....

Bugünün yazısını da işte bu kitaptan birkaç satırla bitiriyorum...




HerkeŞe güzel bir haftasonu diliyorum. Huzurlu, mutlu, bereketli...


1 Ağustos 2014

SAKSI KAPLAMA

Efeniiiiiiiim....

Sıcak-serin karışık bir Bodrum akşamından herkeŞe kocamaaaaaan MERHABA...!!!

Bugün de bitti akşam oldu! Bu sebeple iki adet az önce çektiğim 2 adet "Bodrum güneş batışı" fotosu ile girişi yapıyorum :)

Aslında gün ne ki,Temmuzu bitirdik Ağustos oldu, bayram bitti, sonrakini beklemeye başladık. Zaman burada sanki Ankara'dakinden daha hızlı akıyor gibi...

Bakıyorum da geleli neredeyse 2 hafta olacak, sanki iki gece önce gelmişiz gibi... Öyle hissetmeme rağmen günler yine de rutine bindi çoktan...

Biliyorsunuzdur, bahsetmiştim, bu sene 4 kişiyiz evde; annem, babam, ben, Nani. Bu bağlamda sabah kalkılır (sabah dediğim 10 civarı), kahvaltı edilir, bizimkilerle bir süre dıdıt yapılır ve deniz için hazırlanılır. Takriiiibi öğleden sonra 3 civarı denize inilir, 7 gibi de çıkılır. Yemek, duş, çanta, havlu derken eğer bir atraksiyon yoksa ki, çoğunlukla yok, odaya çıkılır, bilgisayar, kitap, müzik... derken gece 2 civarı da yatılır! Sorsan Bodrum'dayım!!!!!!

Ama pek şikayetçi değil, dinlenmedeyim... :)

Gelelim başlıkta bahsettiğim şeye... Teeeeee ne zaman babama yaptığım daha doğrusu biraz süslediğim saksılar vardı, içine birşeyler diker bahçeye koyar diye. Onları paylaşayım istedim...

Saksılar bildiğiniz plastik saksılardan. Hani şu bitki falan alırken yanında alırsınız ya, kahverengi olur, siyah olur, işte onlardan....

Yöntem en bilindik ve basit olanı; peçeteyle kaplamak, namı-ı diğer peçete dekupajı (veya dekopajı). hangisi doğru bilemiyorum!!!!

Sistem şu: Önce saksıları açık bir renge boyadım, peçete tutkalıyla tek kat olan peçeteyi dikkatlice yapıştırdım ve sonrasında da vernikledim! Bu kadar!




Bunun ağız kısmına peçetenin desenine uyan bir renk kurdele ekledim. Vernikten sonra yaptım bunu. Yapıştırıcı olarak da canım pritt kullandım.

Canım diyorum çünkü pritt büyük kolaylık. Gerçi ıslanınca muhtemelen çıkacaktır ama napiiiim! babam da dikkatli sulasın biraz çiçeklerini canım!!!!





Verniğini oldukça kalın sürdüm ki sularken falan ıslanırsa eğer, kabarmasın diye.

İşte böyle... Şimdi bahçede yerlerini almak üZRe bekliyorlar.

Bahçe demişken...

Babam çok feci tembihledi bu defa beni. Geçen yaz istediği güzellikte fotoğraflarını çekmemişim bahçesinin, bu sene daha özenli olmalıymışım!!!

Te Allaaaam al sen çek diyorum, yok illa ben çekecekmişim ama güzel çekecekmişim!!!

Çektiğim 13.897fotoğraftan şimdilik sadece bu üç tanesini beğendi, "bunları mutlaka internete koy" dedi. Kastettiği internete koyma olayı facebook mu yoksa blog sayfam mı çok emin olamasam da ben buraya eklemeyi uygun gördüm :)



İnstagram'a sardım bu aralar. Sardım derken epeydir kullanıyordum ama burada malzeme çok daha fazlaymış, anladım. Olur da "bi bakiiiim, neler paylaşıyo ki bu?" derseniz eğer kullanıcı adım demetdemetdemet, bilginize....

Neyse efeniiiiiim....

Benden bu akşamlık bu kadar...

HerkeŞe iyi geceler, tatlı rüyalar!

Kalın sağlıcak ilen.