31 Mart 2013

ÖRÜLEN BARDAK ALTLIĞI

Merhaba HerkeŞe....

Şu an saat 12:10 değil, 13:10 ona göre. Dün gece saatler bir saat ileri alındı, haberiniz ola...

Yaşasın! Artık hava daha geç kararacak. Çocukluğumdan beri bayılırım bu yaz saati olayına. Havanın aydınlık olması demek sokakta daha çok oynayabilmek anlamına gelirdi hep. Şimdi istediğim zaman sokağa çıkabiliyorum ama olsun, ben yine de çok seviyorum aydınlık günleri :)

Bu arada bildiğiniz üZre Pazeertesi günü (Pazartesi), inşallah öğleden önce amaaaliyat (ameliyat da diyor bazıları!) oluyorum. Kapalı ameliyat diye bilinen yöntemle (mikrodiskektomi) olacak, yaklaşık bir saat sürecek... Başkent Hastanesi. Bir gece hastanede kalıp çıkacağım ve oradan da bir süre annemlerde kalacağım. Onlarda maalesef internet bağlantısı olmadığı için bir süre yazı da yazamayacağım... Artık ne zaman evden kaçarım, kendi evime kavuşurum onu ne yazık ki (!) bilemiyorum :) Kısmet artık!!!!

Geçen yazımda örmeye başladığımı söylediğim bardak altlıklarımı bitirdim, onları göstereyim dedim bugün...

Yöntem çok basit daha önce de dediğim gibi... Ben 6 tane altlık yaptım, bunun için de 12 parça ördüm. 12deyince öyle gözünüz korkmasın! Ben çoğunu televizyon karşısında Survivor'ı izlerken yaptım desem yalan olmaz!

Ördüğüm parçaların içine elimde hazır olan sert karton bardak altlıklarını koydum, gayet sağlam oldu.

Sonra da aynı iple etrafından diktim. Dikerken bildiğiniz dikiş iğnesinin biraz daha kalın olanını kullandım.
Farklı renkte oldular ama aynı ipin devamı. Ebruli bir ipti. İpin cinsi, kalınlığı, kullanacağınız tığın büyüklüğü... hepsi size kalmış. Yapacağınız altlığın çapı da elbetteki bunun dahilinde benim yaptığımdan daha büyük veya küçük olabilecektir. Bunlar hep sizin tercihinizle alakalı...


Başlamadan önce tığ ilmekleri hakkındaki bilginizi tazelemek isterseniz eğer buraya bakabilirsiniz...

Ben başlangıç ilmeği olarak genelde hep "dolanmış iple halka başlangıcı" yöntemini kullanıyorum. Genişliği siz ayarladığınız içi öyle sıkış tıkış uğraşmıyorsunuz da... Hatırlamak isterseniz eğer nasıldı diye lütfen buradan efenim...

Yandaki kitabı bir süre önce almıştım D&R'dan. Muhtemelen bahsetmişimdir ama hangi yazı olduğunu unuttum, bulamadım!!!!! (aferin bana). Bu kitapta da resimli olarak anlatılmış bahsettiğim başlangıç ilmeği. Onu da ekliyorum, artık hangisi daha anlaşılıkr gelirse size...



Hazırsanız başlıyorum efenim....

Ama biraz önbilgi vermem daha iyi olacak. Şöyle ki; başlangıç toplam 12 trabzanla (3 zincir +11 trabzan=12 trabzan) olacak, yani tığın üzerine bir kere ip dolananından. Tüm sıralar hep trabzan ilmeğiyle olacak. 12 trabzandan sonra kapatıp bir üst sıraya geçilecek. Her yeni sıraya geçince üç zincir çekilecek ve bu da 1 trabzan olarak sayılacak.



İkinci sırada her ilmeğe 2 tane trabzan yapılacak, yani sıranın sonunda toplam 24 trabzan olacak.


Üçüncü sıraya yine 3 zincir çekilerek başlanacak. Bir ilmeğe çift bir ilmeğe tek trabzan yapılacak ve sıranın sonunda toplam 36 trabzan olacak.



Dördüncü sıraya yine 3 zincir çekilerek başlanacak. Bir ilmeğe çift sonra gelen iki ilmeğe tek trabzan yapılacak ve sıranın sonunda toplam 48 trabzan olacak.



Beşinci sıraya yine 3 zincir çekilerek başlanacak. Bir ilmeğe çift, sonra gelen üç ilmeğe tek trabzan yapılacak ve sıranın sonunda toplam 60 trabzan olacak.



Altıncı sıraya yine 3 zincir çekilerek başlanacak. Bir ilmeğe çift, sonra gelen dört ilmeğe tek trabzan yapılacak ve sıranın sonunda toplam 72 trabzan olacak.



Ben altı sıra yaptım ama siz isterseniz birkaç sıra daha ekleyebilir, daha büyük bardak altlığı yapabilirsiniz. Söylemiştim daha önce, ben daha büyüklerini yapıp içlerine cd koymuştum... Hatta onlar daha kullanışlı çünkü üzerleri leke olduğunda veya kirlendiğinde rahatlıkla çamaşır makinesine atıp yıkayabiliyorsunuz, hiç deforme olmuyorlar!

Altlıklarınızı bu şekilde dikebileceğiniz gibi biraz daha havalı olsun derseniz eğer benim yaptığım gibi kenarlık da yapabilirsiniz...

Bunun için üst sıraya geçince bir zincir çekin ve aynı ilmeğe 1 sık iğne yapın. Sonraki 2 ilmeği boş geçerek 3. ilmeğe 6 tane trabzan yapın. Ardından sonraki 2 ilmeği yine boş geçip 3.ilmeğe 1 sık iğne yapın. Yuvarlağın çevresini aynı yöntemi izleyerek tamamlayın.


Ve işte bardak altlığınızın bir yüzü tamamlandı bile! Sıra geldi diğerlerine, hadi bakalım, bileğinize kuvvet! :)

İşte biten altlığın ön yüzü ve arka yüzü



Bunların en sevdiğim tarafı evinizin (mutfağın veya salonun) dekoruna uygun renklerde yapabilme seçeneğinizin olması. Ya da isterseniz yemek/pasta takımınıza da uydurabilirsiniz. 

Benim yaptıklarım 6 tane ama 12'ye tamamlamayı düşünüyorum. Bodrum'a gidecekler malum. Orada evin önü hiç boş durmaz, gelen giden... Hele ki inşallah yeni geçeceğimiz ev daha bir yol üstü olacak, çok daha uğrayan olur, kalabalık olur, eksilir, kaybolur, falan olur, filan olur...






Neyse efenim....

Benden bugünlük de bu kadar...

HerkeŞe harika bir Pazar ve sonrasında hafta diliyorum... Dertlilere deva, hastalara şifa...

Kalın sağlıcak ilen...



:))))))))


27 Mart 2013

PÜSKÜLLÜ KİTAP AYIRACIM :)

Arkideşler merhaba!

Yağmurlu-güneşli karışık bir Ankara gününden merhaba...

Bildiğiniz üZRe bu sabah doktor randevum vardı. Gittik babamla tin tin. 6 tane fıtığım varmış (ben en son 3'te bırakmışım, çoğalmışlar). Bir tanesi çok çok büyükmüş ki sol tarafıma inen sinirlere baskı yaptığı için yürümede zorluk çekiyormuşum ve uyuşmalarım varmış. Çok güzel açıkladı ekran üzerinde doktor. Şu an MR'ımı ben bile okuyup anlamlandırabilirim.  :)

İşte o büyük büyük çok büyük olan fıtık için şu an fizik tedavi, dinlenme veya sporun herhangi bir faydası olmazmış. Ameliyat olmam gerekiyor yani. Diğerlerine hiç dokunmayacaklarmış çünkü onlar düzenli spor ve egzersizle kontrol altına alınabilir, zararları minimalize edilebilirmiş...

Eve geldik, meclisi kurup mütalaa ettik (meclis: babam + annem + ben!) ve ameliyata karar verdik. Tekrar gidip konuşacağız ne zaman olabileceğim konusunu. Bir saatlik bir ameliyat (mikrodiskektomi) olacak, bir gece kalıp ertesi gün yürüyerek çıkacağım (inşallah). Ama normal halime dönmem 6 haftayı bulurmuş...

Hal durum böyle olunca Mayıs'ta geçeriz diye planladığımız yeni eve sanırım Temmuz dolaylarında yerleşeceğiz. Hep diyorum ya herşeyin başı sağlık diye, aynen öyle. Ama nedense bu aklıma hep hasta olduğumda geliyor...

Neyse....

Hastalık konusunu bir kenara bırakıyor, konudan konuya atlayacağım yazıma başlıyorum :)

Bardak altlığı örüyorum. Bitince nasıl yaptığımı anlatacağım, çok kolay.

İki kat olacak, aralarına da sert karton bardak altlıklarını koyacağım, sonra da birbirlerine dikeceğim. Benzerini epey zaman önce cd'den yapmıştım. Daha büyük örüp araya cd'yi koyduktan sonra alt ve üst örgüleri birbirine dikmiştim...

Çok çabuk ilerleyen bir model bu... Ya da yastıklardan falan elim o kadar alıştı ki otomatiğe bağlamışım gibi gidiyor :)

Farkedeceğiniz üZRe turunculu-yeşilli ebruli bir iple örüyorum. Yastık ördüğüm iplerle aynı cinsten.

Zaten örme yöntemi de aynı sadece buna bombeli kenar yaptım ek olarak...








Bir sürü kitap ayracı yaptım



Yapımı gaaaağyet kolay... Öncelikle bir sürü çıktı aldım yazıcıdan vintage tarzı.

Bu arada vintage (vintıç diye okunur) asıl anlamıyla "bağbozumu" demek olup  şimdilerde "eski" anlamında kullanılan çok yaygın bir terim. Vintage ev, vintage elbise....

İşte ben de vintage görseller buldum ve yazıcıdan bolca çıktı aldım. Benim görsellerimin çoğu buradan. Bir bakın derim, çok çok çok güzel şeyler var. Birinden biri mutlaka işinize yarayacaktır...

Desenleri yazdırdıktan sonra her birini kenarlarından düzgünce kestim Ardından da laminasyon makinesiyle sert naylon kapladım.

Eğer derseniz ki ben nereden buldum laminasyon makinesini diye, size yine Tchibo diyeceğim! Ben alalı en az üç yıl olmuştur. Dönem dönem farklı temalarda yine satışa çıkardılar. İlginizi çekerse eğer, tavsiye ederim. Küçük bir alet ve kullanımı da oldukça pratik...

Kenarlarını keserken tam desenin etrafından değil de bir-iki milim dışından kestim herhangi bir açılma tehlikesine karşı! :)

Sonrasında tepelerine birer delik açtım ve kapsül makinesiyle metal parçaları taktım. Bu arada makine dediğim de öyle aman aman birşey değil. Fiiii tarihinde bir ayakkabıcıdan hurda fiyatına aldığım birşey. Ama yalan yok, çok da işime yarıyor....

Hatta burada da bolca kullanmıştım bu aleti.

Delme ve kapsül işleminden sonra geriye kalan tek şey sallanan kısmı oldu. Bunun için de annemin bana (zorla) verdiği allı güllü-zarif (ve hiç kullanmadığım) yastıkların köşelerindeki püsküller oldu!!! İkili kanepenin sandık kısmında yıllardır bekleyen bu yastıkları annem ilk verdiğinde gönlü olsun diye kullanmıştım birkaç kere, misafir geldiğinde falan. Sonra farkettim ki püskülleri biraz eğreti duruyor, çıkabiliyor. Ben de hiiiiiiç uğraşamam püskülle müskülle diyerek hepsini çıkarıp koymuştum bir kenara...

İşteeee bu proCeyle püsküllerin yıllardır beklemesi bir anlam buldu ve kitap ayracıma dahil oldular. Acaba nasıl süslerim sorum bir anda cevap buldu.

Kendimi o püskülleri söktüğümde çöpe atmayıp bir kenara koyduğum için (gerçi bulmak için dolabı altüst etmem gerekti ama olsun!) çok akıllı buldum ve tebrik ettim.

Yandaki püsküller ise sanırım tespih püskülleri. Nereden elime geçti, hatırlayamadım...

Dedim ya başlamışken bir sürü yaptım diye... O kadar şuursuzca yaptım ki bu arada şeffaf lamine naylonlarımın bittiğini farketmemişim ne yazık ki!!!

Halbusi (!) aklımda bir de kuru çiçekle aynı işlemi yapmak vardı ama ertelendi mecburen :)

Bu arada bahsetmeyi unutuyordum ki az kalsın!!! Yeni bir kahve makinesi aldım efenim...

Önceki bundandı, yani yandakinden. Doğumgünü hediyesi olarak gelmişti ve bugüne kadar da çok severek kullandım. Derkeeeeeeğn bir sabah bir e-posta aldım ansızın. Tchibo'dan gelen bu e-posta ded iki bu kahve makinesinin daha fonksiyonlu ve büyük olanı bu küçüklerle aynı fiyata indi sadece bir günlüğüne... %50 indirim ve Tchibo!

Siz benim yerimde olsaydınız ne yapardınız???

Ya da kendinizi benim yerime koyun ve e-postayı okurken yaşadığım duygu "git-gel"ini bir düşünün...

Ama ben pek düşünmedim ve pat diye aldım!!!! İki gün içinde de geldi. Yanında süt cezvesi ve makine için 3 tane kireç çözücü de beraberinde. Hemen kurdum elbet :) Beyaz olanı da Bodrum'a götürmek üZre kutuya kaldırdım.


Şimdi makinem mutlu, ben mutlu şeklinde hayatımıza devam ediyoruz :)

Ya ama bir bakar mısınız renge, zarifliğe.... :)

Almasam olur muydu hiç?!?!?!?!?!

Neyse efeniiiiiiiiiiim.....

Benden bugünlük de bu kadar...

Herkes kalsın sağlıkla sağlıcakla....

Sevgiler :)




25 Mart 2013

RAF, CD, ŞİŞE....

Merhaba...

İyi haftalar herkeŞe...

Birkaç gün önce ters köşe yapıp bahardan kışa dönen Ankara havası yeniden bahara döndü yüzünü. Bugün sıcak ve kısmen güneşli bir Ankara günü.

Ben her zaman ki gibi evdeyim. Bacağımın durumu ne yazı ki hareketlerimi çok kısıtlıyor, hemen hiç birşey yapamıyorum. Cumartesi günü MR çektirdim. Kolay oldu kapalı alan korkum ya da yüksek gürültüden rahatsız olma durumlarım olmadığı için... O kadar yorgun bir günün sonunda gittim ki biraz daha uzasa uyuyakalabilirdim neredeyse... Sonuç Salı akşam çıkacak, Çarşamba sabah da doktorla görüşeceğim. Hayırlısı artık...

Babamdan bahsetmişmiydim hiç, hatırlayamadım?

83 yaşında diş doktoru olan babam neredeyse 60 yıla yakın yaptığı mesleğini yılbaşı itibariyle bıraktı. Bu Pazartesi itibariyle de ofisini tamamen boşalttı. Boşaltma işleminde ben de vardım, gerçi gözetmen olarak yer aldım ama olsun! Allahım!!! Tam bir "gömü"ymüş meğer babamın yeri de benim haberim yokmuş. Devretmediği, tamamen kapattığı için eşyalarını/malzemelerin hemen hepsini dağıttık/verdik/attık... Bu arada ben de sebeplendim ve bundan böyle kullanacağım bir sürü el aleti istifledim. Tabi önce iyice bir temizlenmeleri gerek ama olsun!!!! Bakalım onca çalışma yılından sonra babam hayatına ne şekilde devam edecek, takipteyim!

Neyse....

Bu arada uzun zamandır bahsettiğim rafları sonunda monte edebildik! Hani şu bardak koleksiyonum için İkea'dan aldıklarım. Bir arkadaşım yaptı sağolsun Cumartesi günü. Ama fazla bile aldım diye düşündüğüm raflar ne yazık ki yetmedi ve bardaklarımın bir kısmı yine yerde kaldı! Resimler pencereden gelen ışık nedeniyle pek net çıkmadı ama koleksiyonum hakkında fikir verebilir diye düşünüyorum :)





Ennnnnnnnn favori parçalarım Yeni Rakı'nın bu 6 bardağı. "ALA" yeni elime geçti, aylardır peşindeydim desem yalan olmaz! Emeği geçen arkadaşıma buradan tekrar selaaaam ederim :)




Gördüğünüz üZre ucu bucağı olmayan bir koleksiyon bu. Neden bulaştım bu işe, ne dürttü beni de bardak toplamaya başladım bilemiyorum ama bunun sonunun olmadığını da biliyorum... Neden koleksiyon ihtiyacımı pul/peçete gibi daha normal koleksiyonlarla gidermiyorum, hiiiiiç bir fikrim yok. O yüzden sormayın!!!
Önceleri sadece küçük "shot" bardakları biriktiriyordum... Sonra viski bardakları da hoşuma gitti, derken votka, rakı, bira....

Bu arada biriktirdiğim bardakların sadece ve sadece marka içkilerin logolarını taşıyan bardaklar olduğunu sanırım farketmişsinizdir...
Tahminlerime göre en az üç tane daha raf almam gerekiyor sadece "sığmayanları" sığdırmak için... Gelecek olanları hesaba katmıyorum bile :)))

Sanırım yakında bu eve de sığamayacağım. İki oda bir salon evde annemlerle 35 yıl yaşayıp ardından üç oda bir salon eve sığamamak da ayrı bir inceleme konusu olabilir, farkındayım!!!



Neyse....

Bardak olayını burada kapatıyorum...

Geçenlerde kaplamıştım bu şişeyi/kutuları. Ebruli kalın bir ip vardı elimde, onu kullandım. Kenarlarına Çıkrıkçılar Yokuşuna (teeeeeeeeee ne zaman) gittiğimde aldığım desenli-çiçekli kurdeleden geçtim. Ve ortalarına da benim şu meşhur güllerimin pembeli olanlarından birer tane yapıştırdım.

Yalnız belirteyim ki bu defa nedense kurdeleleri yapıştırmak, özellikle de şişeye, epey uğraştırdı beni.

Şişenin alt tarafının içe doğru olmasından sebep sanırsam bu kadar uğraşıp bir de üstüne sinir oldum olsa gerek!!!











Bunların dışında bir de üç tane cd süsledim. Nasıl yapıldığını/ne yaptığımı şöyle özetleyebilirim; elinize geçen alakalı/alakasız herşeyi yapıştırın, cd'leri birbirine ekleyin, oldu bitti!!!!

Fotoğraflardan ne demek istediğimi gaaağyet iyi anlayacağınıza eminim ki ama ben!!!








 
Kurdeleyle tutturdum cd'leri birbirine. Arkasının kötü görünümünü kapatmak için de beyaz karton yapıştırdım.

Zemin için haritada kestiğim parçaları kullandım. Üzerlerine de boncuk, renkli çıkartma, yapboz parçası, örgü kalp, örgü yıldız, örgü yuvarlak, kurdele fiyonk, yapma çiçek, dantel parçası, şekilli tahta, karton, deri, plastik parçaları, eva, simli boya, uğur böceği.... falan falan falan...

Sonuçta da ortaya çıkan işte bu! Tam yazlık modunda, rengarenk! Bu da Bodrum'a yeni eve gidecekler kutusunda çoktan yerini aldı bile. Evin dışına kapının yanına asmaya karar verdim :)




İşteeeeeee böyle arkideşler...

Çarşamba günü yeni proCe +  MR sonucu-doktor görüşmesi ile karşınızdayım efenim.

O zamana kadar kalın sağlıcak ilen...

Sevgiler

demet :)