28 Aralık 2016

TAŞ MAŞ

Arkideşler merhaba...

Bitsin diye gözünün içine baktığım 2016'nın şu son günlerinde bir paylaşımım daha olsun istedim :)

Son zamanlardaki merakım olan boyadığım taşlarımı görün istedim.

Fotoğraflayıp buraya ekleyeyim siz de bakın istedim.

İstedikçe istedim.

Daha cok istedim.

Neysse!

Küçük taşlar da var boyadığım, büyükçe olanlarda. Zeminlerini akrilik boya/fırça ile boyuyorum. Ama diğer kısımlarının çoğunu kalemle yapıyorum. Benim fırçam resmim iyi değildir. Gelemem öyle uzun sıkıntılara ben!!!

Bir batteeniye bile örememiş insanım, ne fırçası, tablosu, ressamlığı, resmi!!! Beklentinizi düşürün arkadaşlar benimle ilgili!

Bir sürü kalem var kullanabileceğiniz; ince uç, kalın uç, farklı markalar, renkler...

Dikkat etmeniz gereken nokta kullandığınız kalemler ile yine kullandığınız verniğin örtüşmesi. Şöyle ki; bazı türler vernikle bir anda dağılabiliyor. Benim başıma geldi.

Tercihen yıllardır ne yapsam hep yat verniği kullanırım. Geç kuruması biraz sıkıntı olsa da dayanıklılık bakımından tek geçerim. Kuzuları yaparken (kuzular için bknz aşağıdaki fotoğraflar) kullandığım beyaz kalem (edding 751) yat verniğiyle verniklerken tammamen dağıldı. O kaleme sprey vernik gerekli.

Ama Faber'in permanenet (asetat) kalemleri ise yat vernikle çok uyumlu, sprey vernik dağıtabiliyor.

Bu arada selulozik verniği hiç denemedim, fikrim yok.

Neyin hangi vernikle gittiğini anlamanız için şöyle bir yol önerebilirim; elinizdeki mevcut
kalemlerden bir taşın üzerine birer çizik atın, biraz kurumasını bekleyin ve hangi verniği kullanmak istiyorsanız onunla vernikleyin. Dağılanları/dağılmayanları çok güzel saptamış olursunuz böylece. Dağılanlar cinsler (yani verniğinizle uyumlu olmayanlar) zaten daha siz verniği değdirir değdirmez kendini gösteriyor.

Posca kalemler ise her iki vernikle de kullanılabiliyor. Çok seviyorum onları. Lakin her yerde bulmak pek mümkün olmuyor. 8'li satıldığı gibi ana renkleri tek tek bulmak da mümkün. Normal kırtasiyelerden ziyade sanatsal malzemeler satan kırtasiyelerde bulabilmek daha olası.

Yapıştırabiliyorsunuz bu taşları dilerseniz. Hemen her zemine yapıştırmak mümkün. Benim şimdilik kullandığım tek yöntem sıcak slikon. Kolay, basit, ucuz, sağlam... Yalnız bir yere yapıştıracaksanız eğer boyadığınız taşları, arkalarını boyamayın ve verniklemeyin. Zamanla boyanın çıkıp yapıştırdığınız şeyin çıkması olası bir durum maalesef...


Yukarda sözünü ettiğim kuzu taşlarım bunlar.

Yünlerini yaptığım beyaz renk dağılmıştı. Ben de önce ince bir kat sprey vernik kullandım. Kuruyunca da hep kullandığım yat verniğiyle vernikledim, fıstık gibi de oldu!

Dağılma mağılma yok!

Olur da arada bir bakalım neler yapıyormuş bu taş taş diye derseniz eğer Instagram'da naçizane "painted something" bana ait efenim. Bilginize...

Finali de annemin boyadığı taşlardan biriyle yapayım madem.

Ama o benim gibi kalem kullanmıyor. Tamamen akrilik boyalarla ve fırçayla çalışıyor. Tembel kolaycı benim anlayacağınız :)

Neyse...

Benden bu kadar arkideşler.

2017 dileklerimi Cumartesi post'una saklıyorum.

Şimdilik güzel bir hafta ortası diliyorum size. Herşey gönlünüzce olsun!

❤ 👀 ❤ 👀 ❤ 👀 ❤ 👀


25 Aralık 2016

BEN KİİİİİİM "BATTEEENİYE" KİM!!!

Merhaba arkadaşlar...

Nasılsınız diye soracağım ama aslında sormuyorum. Sadece adet yerini bulsun diye bir nasılsınız diyorum o kadar...

Tam biraz normale dönüyorum, daha kötü haberlere uyanıyorum. Benim fikrim bir bitsin artık şu 2016. Hep kötü hatırlanacak bir yıl olarak artık sona ersin. Tekrarı hiç bir zaman yaşanmasın...

Yazmayalı herşey aynı. Git-gel Konya 6 saat! Gerçi şimdi çok daha kısa ama hayat son zamanlarda çok renksiz bana. Ördüğüm şeylerin tam tersine...

Bir heves, bir telaş bir heyecan bir battaniye örmeye başlamıştım motif motif hatırlarsanız...

Hatırladınız????

Buradaydı hani.

Ördüğüm parçalar uzuuuun bir süre kutuda bekledi, taş boyamaktan fırsat bulamadığım için. Derken araya başka koşuşturmalar girdi, elim gitmedi, unuttum, istemedim derken bir hafta önce bir bakayım dedim neresindeyim amacımın...

Ahadi tamamlayayım desem ipin modelini/türünü bile unutmuşum çoktan.

Naaptım?

Ne yapacağım? Elbette ki benden en beklenen şeyi yapıp bir azim başladığım battaniye parçalarımı yastık kılıfına çevirdim!!!!!

4 tanesini birleştirdim. Daha en az 2 tane'lik motif var. İlk fırsatta onları da tamamlayacağım. Birleştirdiğim 4 tanenin 2'sinin kenarlarını bir kat daha geçtim, 2 tanesi beklemede.

Ama elimin altındalar. 2016'da bitireceğim :)  💫






Bu arada Ankara'da yaşayıp da bu muhabbeti yapmazsam olmaz! Tahmin edeceğiniz üZRe o da havaların ne soğuk olduğu.

Evet.

Soğuk.

Donuyoruz!

Neyse...

HerkeŞe iyi bir hafta diliyorum.

Ya da, ne bileyim, en azından kötü haberlere uyanmadığımız...

4 Kasım 2016

BATTEENİYE RAFTA!!!

Arkideşler merhaba!

Nasılsınız? Nerelerdesiniz? Caaaanım ülkemin istikrarlı (!) şu günlerinde umarım iyisinizdir...

Ben mi? Çoğu gibi; bir yanım "siyahlar içinde", diğer yanım "hayat devam ediyor" halinde. Biraz soluk, biraz alacalı. İki ileri bir geri...

Soğukların birden geldiği Ankara'da işte öyle...

Derken bu ruh halinde hayatımdaki değişiklik pebble art oldu. Yani Türkçe tabiriyle çakıltaşı boyama! Seçeneklerin sınırsız olduğu, hayal gücünün inanılmaz beslendiği birşey.

Keyifli birşey yani :)

"Bir deneyeyim bakalım saracak mı beni" derken pattadanak "ay ne güzel işmiş bu!" dediğim birşey...

Şimdilik iki proCe tamamladım. Biri çiçekli çerçeveli birşey, diğeri de ağaç kütüğünün bir kısmını zemin olarak kullandığım başka birşey.

Büyüklü küçüklü birkaç fotoğraf ekliyorum ki ilgileneniz olursa eğer net anlaşılması açısından...

Bildiğiniz deniz kıyısından falan toplanan taşlar. Ama yüzeyleri çok da tırtıklı olmayanlardan.

Akrilik boyayla boyanıyor. Sonra da üzerine istenilen desen yapılıp yapıştırılıyor.

Ama illa da boyanması şart değil elbet. Farklı şekildeki taşlardan tablo gibi harika resimler çıkaranlar da var. Ben henüz o kadar buyumedim :)


"Neymiş onlar bi bakiiim" derseniz eğer Goggle'da veya Pinterest'te "pebble art" / "pebble art painting" diye aratın. Karşınıza çıkacak şeylere hayran olacaksınız.

Aslında bu çiçekli taşları boyarken aklımdaki bu değildi. Buna yakın ama farklı birşeydi! Ben çerçevenin etrafına yapıştıracaktım çerçeveleri. Çiçekli çerçeve derken kendisi tablomsumtrak bir çerçeve oldu.

Bence daha da iyi oldu. Sevdim :)

Üzerini sprey vernikle vernikledik. Vernikledik diye çoğul konuşuyorum çünkü bunu bir arkadaşımın atölyesinde yaptım. Orayla ilgili olarak başka bir yazım olacak ki zaten.

Bu arada detay olarak ileteyim; çiçekli, olan tablodaki taşların arkaları da boyalı. Diğerinin ise sadece ön yüzleri. Ben iyice kapatsın diye 2 kat boyuyorum.

Arkalarını boyamanın pek de bir numarası yok. Çünkü taşları, hangi zemine yapıştıracaksanız eğer, sıcak slikon kullanıyorsunuz. Boya zamanla slikona yapışarak taştan ayrılıp düşebiliyormuş. Bundan mütevellit artık arkalarını boyamıyorum.

Lakin yanlarını arkaya doğru iyice boyuyorum ki yandan bakıldığında falan taşın kendi rengi görünmesin diye...

Şimdi biraz da 2. proCemin fotoğraflarına bakın. Kendisi şu anda aanemgillerin fotoğraf çerçevelerinin arasında rafta yerini aldı bile!

Onun da yapılma yöntemi hemen hemen aynı. Zemini açık griye boyadım bir de kuru dallardan ağaç ekledin. Alt kısmı düz olduğu için çok rahat desteksiz durabiliyor da.




İşte bendeki yenilikler böyle arkideşler...

Haftasonu geldi bile.

HerkeŞe sakin, huzurlu ve sevdikleriyle geçireceği bir haftasonu diliyorum.

Kalın sağlıcak ilen...

16 Ekim 2016

'BATT"EE"NİYE'YE GİRİŞ!

 Arkideşler merhaba!

Sakin olun.

Evet yine ben!

Valla ben :)

Biliyorum benim bünyem bile bu kadar sık post yayınlamaya müsait değil ama bir bir sevinç bir telaş... işte buradayım!

İyiyim çok şükür. Geçen yazımdan bu yana hayatımda değişen pek fazla birşey yok, standart! Sadece Ankara'da hava birden bire soğudu o kadar :)

Batteeniye örmeye çalıştığımı söylemiştim. Bildiğiniz en kolay motif olan"granny square"den yapıyorum.

Tabi yastık gibi cabuk olmuyor, yap yap bitmedi! Yani henüz!

Bu battaniye için Nako ipin Saten cins ipini kullandım. Renkleri de fena değil. Her gittim tuhafiyede bir öncekinde olmayan renkleriyle karşılaştım.

Orta kalınlıkta bir ip. Yumuşak da. Tığ olarak da kullandığım 3 nomero!

Bu arada birşey söyleyeyim de gülün; hani yün yumaklarının üzerinde bir kağıt oluyor ya, marka adı, renk kodu falan yazan (bakınız soldaki fooğto), o kağıdın üzerinde o iple hangi numara tığ kullanılması gerektiği yazarmış!!!

Ve ben, bugüne kadar 63648236824294842656334534 adet yün yumağı alan ben, bunu yeni farkettim! Hatta bana kalsa ben yine farketmezdim de, yüncü adam söyleyip gösterdi bana! Şaka gibiyim! Resmen inanamadım kendime. Hiç mi farkedilmez bu yeaaa? Hayır yani bir Allahın kulu da çıkıp söylememiş bunu bana!

Neyse...

Konudan sapmayalım biz :)



Böyle böyle örerek önce ortadaki kısmı yapıyorum. Sonra da çevrelerine 2 sıra çerçeve yaptım. Yaptım derken yani böyle yapıyorum battaniyenin motiflerini...






Şimdilik durum bu!

Ben "tamam artık battaniye bitmiştir artık" falan derken bir de baktim ki aslında tey teeeey daha bir sürü yapmam gerek.

Dedim ya, hiç de yastık yüzü örmek gibi değilmiş bu :)

Bu arada soldaki fotoğraftaki renklere ek olarak sağdaki iki rengi de dahil ettim. Turuncuyu örmeye başlamama henüz fırsat olmadı ama Allah büyük, bu batteeniye bitecek!

Bu arada biraz geçmiş postları taradım da acep bu motifin yapılışını anlattım mı diye, bulamadım. Hatırlayamadım demiyorum çünkü uzuuuun bir süredir "dün ne yediğini bile hatırlayamayan" grubundan olmamdan mütevellit emin olabilmem için bakmam gerekti :)

Neyse arkideşler...

Ben şimdi turuncu ipime bir başlayayım, ondan sonrası sonra olsun...

Size iyi haftalar diliyorum.

Baharınız daim olsun!

Sevgiler.

11 Ekim 2016

SES VERME...

HerkeŞe merhaba!

Tammmmm tamına 9,5 ay olmuş birşey paylaşmayalı, satır yazmayalı, ses vermeyeli...

Öyle çok şey yaşandı, öyle çok insan öldü, öncelikler öylesine değişti ki...

Derken bu kadar süre geçmiş aradan farketmeden. Ha bugün ha yarın diyerek.

Genel olarak iyiyim diyebilirim. Agrılar zaman zaman azalsa da gitmediler, bitmediler. Ama eskiye göre binnnnnnnnnn şükür daha iyiyim. Ama bir diz ameliyatım var, affetmem!

Yılbaşından bu yana annemlere yardımcı olarak onlarla yaşayan Türk-yabancı en az 6 kişi değiştirdik. Daha alışma-tanıma süreci tamamlanmadan hoooop yeni birisi. Hepsinin sıkıntısı ayrı oldu tabi. "Hah! Tamam! Artık bu!" dediğimizin 2 gün sonrasında yeni birini ararken bulduk kendimizi, insanları tanımanın ne zor olduğunu yine yeni yeniden öğrendik!

Ama hep de ağrı ve sıkıntıyla dolu değildi günler elbet. Güzel bir yaz geçirdim yazlıkta. Kah arkadaşlarımla kah tek başıma. Bol bol dinlenme fırsatı buldum, sahilde yayıldım, kendimi dinledim, iyi ettim.

Geçen yaz (2015 Ağustos) saçlarımı kestirmiştim ya kısacık, bir yıl sonra anladım ki kısa saç, her ne kadar kullanımı rahat olsa da, benlik değil. Tekrar uzatmaya başladım. Şimdi bağladığımda 3 santim kadar bir kuyruğum olduğunu söyleyebilirim.

Neler yaptığıma gelince blog konusu olarak... Onlarca örme bileklik yaptım, hani şu "friendship bracelet" denenlerden. Bir o kadar da yastık kılıfı ördüm. Psikota bağladım, ördükçe ördüm. Sinirimi hıncımı iplerden çıkardım. Bazen de sakinleştim. Sanırım uzun bir süredir yapmayı en çok sevdiğim şey örgü. Örgü derken şiş değil, tığla örmek.

Bir oda dolusu incik boncuk duruyor, tozlanıyor...

2016 yılı blog yönünden benim için oldukça kesattı. Ama 2017'den umudum var gibi. Aslında umudum hep varda, ah bu ülkemin halleri, ağzımızda tat bırakmıyor ki! Olsun!
Son bir gayret...

Bu arada yorumlarıyla birkaç kişi beni sormuş uzun süredir yazınız yok, iyi misiniz diye. Aman efenim, siz sormuşsunuz ben iyi olmaz mıyım!!! İyiyim elbet. Eksik olmayın siz e mi? :)

Madem yastık yaptım diye bahsettim. Koyayım madem üjj bejj fotoğraf da yazım renksiz kalmasın!





Fotoğraflardan farkedeceğiniz üZRe bazıları henüz dikilmemiş haldeler.

Dikilip de tamamlanmış olanların çoğu hediye gitti bile! Birkaç tanesi annemlerde. Bodrum'a giden de oldu.

Hatta sattığım bile oldu :)

Ebruli ipleri çok seviyorum. Renkten renge geçtiği için örmesi çok keyifli. Benim gibi sıkıntılı tipler için ideal! :)

Bu arada yastığın önündeki bardak altlıklarını farkettiğiniz değil mi?

Daha detaylı resimleri var mıdır bilmiyorum lakin şunu söyleyebilirim ki şu an kendileri teeeeee Amerika'da abimin bir arkadaşının evinde kullanılıyorlar!

Yani başka fotoğraf isterseniz yok, boşuna istemeyin.! Ben diyeyim de... :)


Hatta bu örme işini bu sıralar o kadar abarttım ki battaniye örmeye başladım!!!

Evet evet aynen öyle.

Daha gelişme aşamasında kendileri. İlerleme kaydettiğim ilk anda burada paylaşacağım inşallah. Yalnız büyüklüğüne karar veremedim. Yatak örtüsü gibi büyük mü olsun, yoksa tv karşısından kışın dizlerime alır ısınırım battaniyesi mi, bilemedim?

Hayırlısı artık, ne çıkarsa diyerek örmeye devam şimdilik :)

Neyse arkadaşlar...

Hala beni takip eden, sayfamı arada bir yoklayan birileri varsa eğer, hepinize çok selam, sevgi, öpücük ve yeniden sıcak bir merhaba...

Kalın sağlıcakla.

Olabildiğince gönlünüze göre olsun herşey!