16 Ekim 2016

'BATT"EE"NİYE'YE GİRİŞ!

 Arkideşler merhaba!

Sakin olun.

Evet yine ben!

Valla ben :)

Biliyorum benim bünyem bile bu kadar sık post yayınlamaya müsait değil ama bir bir sevinç bir telaş... işte buradayım!

İyiyim çok şükür. Geçen yazımdan bu yana hayatımda değişen pek fazla birşey yok, standart! Sadece Ankara'da hava birden bire soğudu o kadar :)

Batteeniye örmeye çalıştığımı söylemiştim. Bildiğiniz en kolay motif olan"granny square"den yapıyorum.

Tabi yastık gibi cabuk olmuyor, yap yap bitmedi! Yani henüz!

Bu battaniye için Nako ipin Saten cins ipini kullandım. Renkleri de fena değil. Her gittim tuhafiyede bir öncekinde olmayan renkleriyle karşılaştım.

Orta kalınlıkta bir ip. Yumuşak da. Tığ olarak da kullandığım 3 nomero!

Bu arada birşey söyleyeyim de gülün; hani yün yumaklarının üzerinde bir kağıt oluyor ya, marka adı, renk kodu falan yazan (bakınız soldaki fooğto), o kağıdın üzerinde o iple hangi numara tığ kullanılması gerektiği yazarmış!!!

Ve ben, bugüne kadar 63648236824294842656334534 adet yün yumağı alan ben, bunu yeni farkettim! Hatta bana kalsa ben yine farketmezdim de, yüncü adam söyleyip gösterdi bana! Şaka gibiyim! Resmen inanamadım kendime. Hiç mi farkedilmez bu yeaaa? Hayır yani bir Allahın kulu da çıkıp söylememiş bunu bana!

Neyse...

Konudan sapmayalım biz :)



Böyle böyle örerek önce ortadaki kısmı yapıyorum. Sonra da çevrelerine 2 sıra çerçeve yaptım. Yaptım derken yani böyle yapıyorum battaniyenin motiflerini...






Şimdilik durum bu!

Ben "tamam artık battaniye bitmiştir artık" falan derken bir de baktim ki aslında tey teeeey daha bir sürü yapmam gerek.

Dedim ya, hiç de yastık yüzü örmek gibi değilmiş bu :)

Bu arada soldaki fotoğraftaki renklere ek olarak sağdaki iki rengi de dahil ettim. Turuncuyu örmeye başlamama henüz fırsat olmadı ama Allah büyük, bu batteeniye bitecek!

Bu arada biraz geçmiş postları taradım da acep bu motifin yapılışını anlattım mı diye, bulamadım. Hatırlayamadım demiyorum çünkü uzuuuun bir süredir "dün ne yediğini bile hatırlayamayan" grubundan olmamdan mütevellit emin olabilmem için bakmam gerekti :)

Neyse arkideşler...

Ben şimdi turuncu ipime bir başlayayım, ondan sonrası sonra olsun...

Size iyi haftalar diliyorum.

Baharınız daim olsun!

Sevgiler.

11 Ekim 2016

SES VERME...

HerkeŞe merhaba!

Tammmmm tamına 9,5 ay olmuş birşey paylaşmayalı, satır yazmayalı, ses vermeyeli...

Öyle çok şey yaşandı, öyle çok insan öldü, öncelikler öylesine değişti ki...

Derken bu kadar süre geçmiş aradan farketmeden. Ha bugün ha yarın diyerek.

Genel olarak iyiyim diyebilirim. Agrılar zaman zaman azalsa da gitmediler, bitmediler. Ama eskiye göre binnnnnnnnnn şükür daha iyiyim. Ama bir diz ameliyatım var, affetmem!

Yılbaşından bu yana annemlere yardımcı olarak onlarla yaşayan Türk-yabancı en az 6 kişi değiştirdik. Daha alışma-tanıma süreci tamamlanmadan hoooop yeni birisi. Hepsinin sıkıntısı ayrı oldu tabi. "Hah! Tamam! Artık bu!" dediğimizin 2 gün sonrasında yeni birini ararken bulduk kendimizi, insanları tanımanın ne zor olduğunu yine yeni yeniden öğrendik!

Ama hep de ağrı ve sıkıntıyla dolu değildi günler elbet. Güzel bir yaz geçirdim yazlıkta. Kah arkadaşlarımla kah tek başıma. Bol bol dinlenme fırsatı buldum, sahilde yayıldım, kendimi dinledim, iyi ettim.

Geçen yaz (2015 Ağustos) saçlarımı kestirmiştim ya kısacık, bir yıl sonra anladım ki kısa saç, her ne kadar kullanımı rahat olsa da, benlik değil. Tekrar uzatmaya başladım. Şimdi bağladığımda 3 santim kadar bir kuyruğum olduğunu söyleyebilirim.

Neler yaptığıma gelince blog konusu olarak... Onlarca örme bileklik yaptım, hani şu "friendship bracelet" denenlerden. Bir o kadar da yastık kılıfı ördüm. Psikota bağladım, ördükçe ördüm. Sinirimi hıncımı iplerden çıkardım. Bazen de sakinleştim. Sanırım uzun bir süredir yapmayı en çok sevdiğim şey örgü. Örgü derken şiş değil, tığla örmek.

Bir oda dolusu incik boncuk duruyor, tozlanıyor...

2016 yılı blog yönünden benim için oldukça kesattı. Ama 2017'den umudum var gibi. Aslında umudum hep varda, ah bu ülkemin halleri, ağzımızda tat bırakmıyor ki! Olsun!
Son bir gayret...

Bu arada yorumlarıyla birkaç kişi beni sormuş uzun süredir yazınız yok, iyi misiniz diye. Aman efenim, siz sormuşsunuz ben iyi olmaz mıyım!!! İyiyim elbet. Eksik olmayın siz e mi? :)

Madem yastık yaptım diye bahsettim. Koyayım madem üjj bejj fotoğraf da yazım renksiz kalmasın!





Fotoğraflardan farkedeceğiniz üZRe bazıları henüz dikilmemiş haldeler.

Dikilip de tamamlanmış olanların çoğu hediye gitti bile! Birkaç tanesi annemlerde. Bodrum'a giden de oldu.

Hatta sattığım bile oldu :)

Ebruli ipleri çok seviyorum. Renkten renge geçtiği için örmesi çok keyifli. Benim gibi sıkıntılı tipler için ideal! :)

Bu arada yastığın önündeki bardak altlıklarını farkettiğiniz değil mi?

Daha detaylı resimleri var mıdır bilmiyorum lakin şunu söyleyebilirim ki şu an kendileri teeeeee Amerika'da abimin bir arkadaşının evinde kullanılıyorlar!

Yani başka fotoğraf isterseniz yok, boşuna istemeyin.! Ben diyeyim de... :)


Hatta bu örme işini bu sıralar o kadar abarttım ki battaniye örmeye başladım!!!

Evet evet aynen öyle.

Daha gelişme aşamasında kendileri. İlerleme kaydettiğim ilk anda burada paylaşacağım inşallah. Yalnız büyüklüğüne karar veremedim. Yatak örtüsü gibi büyük mü olsun, yoksa tv karşısından kışın dizlerime alır ısınırım battaniyesi mi, bilemedim?

Hayırlısı artık, ne çıkarsa diyerek örmeye devam şimdilik :)

Neyse arkadaşlar...

Hala beni takip eden, sayfamı arada bir yoklayan birileri varsa eğer, hepinize çok selam, sevgi, öpücük ve yeniden sıcak bir merhaba...

Kalın sağlıcakla.

Olabildiğince gönlünüze göre olsun herşey!