27 Nisan 2015

GİDERKENE... :)

Günaydın herkeŞe!!!

Hah haaaaa.... Erkenciyim değil mi? Bu kadar erken saatli bir yazı beklemiyordunuz benden değil miiiii?

İşin aslı ben de beklemiyordum ama oldu!

Başlık "giderkene". Öyle, çünkü innnnnşallah hayırlı bir iş için az biraz Ankara'da olmayacağım. hayırlı iş derken, bu aralar benim için en hayırlı olacak şey ağrılarımın azalması olduğu iş, bir doktor peşine gitmek olacak. Denemediğim pek birşey kalmamıştı, hadi bir de buna bakalım ne olacak dedim, karar verdim, evdekileri ayarladım ve birazdan yola düşeceğim :)

Bir sonraki yazım inşallah kendimle ilgili güzel haberle olsun, en büyük dileğim...

Bu aralar şu örme bilekliklere taktığımı söylemiştim, hala da takık halim devam ediyor. Sema hanım, aynen dediğiniz gibi; hastalık bu yahu!!!!

Neyse, giderayak yaptığım birkaç modeli paylaşayım dedim, belki fikir verebilir size diye...































Tamam!

Biraz çok resim eklemiş olabilirim ama.... Bu defalık da böyle olsun :)

Benim şimdi havaalanı servisine yetişmem gerek, Demet hızla kaçar!!!

Güzel haftalarınız olsun :)

Görüşmek üZRe!


16 Nisan 2015

ORTAYA KARIŞIK "BİŞİ"LER...

Arkideşler merhaba!

Ilık, güneşli bir Ankara var şu an dışarıda... Gölgeler hala "uleynn bu ne soğuk?" dedirtse de hergün daha bir güzel gibi. Hele bir de geç kararıyor ki gün, tam benlik!!!

Bende durumlar aynı... Yine ağrım çok, yine ilaçlar, yine doğru dürüst hiçbir şey yapamama... falan falan. Ama yine de "olsun, buna da şükür" diye bitirilen cümleler. Ve bunlar arasında geçen hayatım!

Elbette güzel şeyler de olmuyor değil :) Mesela abim"giller"in gelmesi gibi!

Gerçi kısa bir ziyaretti ama olsun, hasret giderdik, bir koşuşturma, bizimkiler torunlarını gördü derken epey bir hareketlilik yarattı bizde. Ve benim sanki dün gibi, ziyaretlerine gittiğinde altını değiştirdiğim yeğenimle gideceği üniversiteyi konuşur olduk!!! Yok yoooooook.... Yaşlandım ben, kesin yaşlandım! Zaten artık her fotoğrafta da güzel çıkmıyorum, içlerinden seçmem, ayıklamam gerekiyor. Bu da tuzu biberi oldu!!! :)

Önceki yazımda bir tepsi daha kapladım demiştim bira etiketlerinden diye ama resim koymamıştım. Hatta sitem bile almıştım :) İşte aşağıdakiler o tepsinin fotoğrafları.

Yöntem daha önce yaptığım tepsi ile aynı. Nasıl birşeydi ki o derseniz eğer, buraya bakabilirsiniz efenim...

Ama bu defa ki daha kolay oldu. Neden mi? Kenarları bir önceki tepsi kadar girintili çıkıntılı değildi de ondan! Elle tutma yerleri yine biraz sıkıntılı ama... Olsun ki! :)






Tabi birkaç kat vernikle iyice sağlamlaştırmayı ihmal etmedim. Gerçi bulaşık makinesine falan koyacağım yok elbette ama olsun.

Hatta bu tepsiyi kullanacağımı bile pek sanmıyorum, lakin annemin çiçek böcek deseni boyadığı tepsiler daha boy boy duruyor mutfakta, eskimediler bir türlü :) Sanırsam bu da diğer tepsinin yanına gider, koleksiyon bardaklarımın arkasında fon oluşturur gibi geliyor bana.

Bu arada farkettiğiniz üZRe, tepsinin arka kısmını kaplamadım. Sonrasında da acaba kaplasamıydım dedim... Ama sadece dedim, birşey yapmadım :)

Manyak gibi telefon kullandığımdan dolayı, ve saçma sapan şarj aletleri ile telefon şarj ettiğimden mütevellit önce telefonumun pilini sonra da harici bataryamı mafffettim! Neticesinde de kendime yeni bir pil ve batarya alıp, eski bataryamı da bir takım şahısa verdim.

Aaaaaaa! Baktık ki onda işliyor! Ne ala! Boşa da gitmemiş oldu, ben de dersimi aldım böylece. Birşeyi şarj etmek için boşuna adamlar kendi şarj kablosunu koymuyorlarmış! Sırf ucu ona da girebiliyor diye ele geçen herşey her yere takılmazmış!!!! :)

Son olarak da bu aralar takık olduğum şeyden bahsedeyim, sonra da anemgillere gidip yemek yiyeyim. Yakında olmaları çok feci iyi oldu :)

Taktığım şey diyordum, o da şu; friendship braceler diye benim teeeeeeeeee yıllar önce öğrendiğim ama uzun süredir burada da moda olan örme rengarenk bileklikler. Tam Türkçe adını bilemiyorum maalesef, böyle şeylerde kaynak olarak hala hep yabancı siteleri kullandığım için...

Amanıııııın! Ne çok modeli varmış bunun. benim gençliğimde hiç böyle değildi! Millet manyak! Resmen kilim dokur gibi desen yapanları bile var...

Benim yapabildiklerim naçizane bunlar...





Farkedeceğiniz üZRe, bir tanesi hariç, hepsi yarım!!!

Model çok, renkler çok, bende sabır yok derken böyle bir sonuç da kaçınılmaz oluyor elbet :)

Soldan sağa düğümlerde bir sıkıntı yok da, sağdan sola olanlar, beynimin yön bakımından kutlığı nedeniyle, tam bir felaket!!! Onu bir becersem var ya, yapamayacağım desen yok ama... neyse....

Şimdilik sadece bunlar. Ama azimliyim. Youtube'da yüzlerce video var, çalışıp başaracağımdır. Azmim coşmuş durumda!

Neyse arkideşler...

Benden şimdilik bu kadar.

HerkeŞe güpgüzel bir haftasonu diliyorum; ağrısız, keyifli, neşeli, gülen yüzlü, huzurlu, mutlu, sağlıklı....

Beni bekler hallerde kalın sağlıcak ilen :)




2 Nisan 2015

MEEERHABAAAAA

Yine 6 aylık bir ara olmuş bir satır bile yazmayalı...

Elimi neredeyse hemen hiç birşeye sürmeyeli...

Sebebi de yok elle tutulur. Aslında tadım yok sanırım, her şey bundan mütevellit...

Malzemelerle dolu koccaaaa bir oda. Aylardır hiç birşeyin eksilmediği.

Dedim ya tadım yok diye. Yazmadığım bu 6 ay içinde bir sürü şey oldu hayatımda. Bir kısmı eskilerin devamı, bir kısmı yeni... Pek parlak olmayan bir yaz geçti gitti. Ümidim sonbahar ve kıştaydı ama maalesef o da hemen hiç bitmeyen ağrılarla uzadıkça uzadı. Kayıplar oldu, hastalıklar oldu, Nilberk ameliyat oldu...

Tüm bunların yanında iyi birkaç şey de olmadı değil elbet. Mesela yıllardır annemlere söylediğim şey gerçekleşti ve yakınıma, benim oturduğum siteye taşındılar. Hiç ameliyat olmadım. Bardak koleksiyonuma çok güzel parçalar katıldı. Küçük bir miktar para kaybedip sonra yeniden buldum! (Bunu iyi şeylere mi yoksa kötü şeylere mi ekleyeyim, pek bilemedim????)

Ağrılarımdan dolayı birkaç kısa İstanbul yolculuğundan başka oldukça hareketsizdim. Kitap okumaya çalıştım ama vaktimin çoğunu yine bilgisayar aldı, ahh şu sosyal medya...!

Pek birşey yapmadım hobi mobi adına. Bir tane tepsi kapladım, bu defa Tuborg etiketlerinden. 1.376 yıldır bekleyen bir yastık yüzünü (sonunda) tamamladım. Battaniye yapmaya niyetlendim, başladım ama çok uzun süreceği fikriyle sanırım onu da kırlent kılıfı büyüklüğünde bırakacağım :)

Kimseyi takip de edemedim. Canım Banu, Alanay, Sema Hanım... Umarım kızmamışsınızdır bana... Pinterest'e bile hiç bakmadım desem yalan olmaz.

Ama nereye kadar?

Silkelenmeli değil mi? :)

Zaten tepemde(!) "bloğuna yazsana, bloğuna epeydir yazmadım, hadi bugün boşsun yazı eklesene..." diye aylardır azimle söylenen biri var ki, hele onu hiç boş geçemeyeceğim!!! :) :)

Dilerim herkeŞ iyidir.

Ve dilerim bu verdiğim ara verdiğim son uzun ara olur...

Görüşmek üZRe, kalın sağlıcak ilen :)