28 Mayıs 2012

"OCE"LERİM...!

Bu aralar hangi bloğa, hangi siteye girsem baksam kenarından köşesinden hep bir oje olayı var. Hatta sadece ojeyle yapılan kombinasyonları, seçenekleri, haberleri, fırsatları... anlatan bir sürü site var. Meraklısı için gerçekten de güzeller. Türkçe olanlar da var, yabancı olanlar da. Gerçi artık internetten siparişle herşey getirttirilebiliyor ya...

Neyse, baktım bu oje hadisesi (yaz mevsiminin de gelmesiyle) bu kadar revaçta, dedim ki benim neyim eksik! Ben de bir konu başlığı oluştururum elbet dedim ve açtım ojelerimin olduğu çekmeceyi...

Öncelikle yine kısa bir bilgi vermem gerekiyor konuyla ilgili. Beni tanıyanların da bileceği üzere gaaaağet sağlıksız tırnaklarım vardır. Uzamaz, uzasa hemen kat kat ayrılır, ayrılmazsa kırılır, inceciktir, kağıt gibi kıvrılır. O sebeple pek oje sürmem, genelde parlatıcı kullanırım. Diyeceksiniz ki uzatmadan sür oje diye, ben de diyeceğim ki tırnaklarım zaten küçük, sürünce sanki güzel durmuyor gibi geliyor bana. Bazen görüyorum etrafımda, sıfır uzun tırnak ama ben ennnn uzun tırnak halimden bile daha büyük ve biçimli...


Gerçi arada benim de takık olduğum "trend"ler olmuyor değil... Mesela çatlayan ojeyi aylarca kullandım. Sonra bir ara ten rengi ojelere de takmıştım...
İddialı renkli ojelere bayılırım mesela, kıpkırmı, bordo, siyah... Yaz gelince de aklınıza gelebilecek her türlü renk!
Ama gelin görün ki pek oje sürmüyor olmam oje almıyor olmam anlamına gelmiyor. Aslında gelmesi gerekir ama ben de öyle değil. Sürmesem bile almak hoşuma gidiyor. Bazen hediye ediyorum aldıklarımı, bazen karıştırıp yeni bir renk çıkarıyorum ortaya... Gerçi artık buna da gerek yok çünkü eskiden hayal bile edemeyeceğim renkler şimdi piyasada! Gel de alma...
Neyse, açtım oje çekmecemi demiştim ya, çıkardım hepsini gruplandırdım, resimlerini çektim, sürdüm, şimdi de buradayım!

Aşağıdaki iki grup en favori olan ojelerim. İlki tırnak nemlendirici/güçlendirici/ sertleştirici yağ/losyon kategorisi, ikinci kategori ise ise doğrudan tırnak güçlendiriciler. Farkedeceğiniz üzere marka ayrımım yok, yeter ki tırnaklarım güçlensin!!! Yurtdışına çıkabiliyor olmam çeşit bakımından beni daha avantajlı yapsa da gelin görün kiiiiiiii bendeki durum aynı. Anladım ki beton da dökseniz tırnağınızın yapısı hassassa, güçsüzse, sağlıksızsa hiçbir şey işe ya-ra-mı-yoooooor! Aynı şey saçlarım için de geçerli zaten. Sanırım genetik, annemin de öyle :(






Bu arada meraklıları bilir Sally Hansen'in ürünlerinin burada ne kadar pahalı satıldığını. Diğer yerleri bilemem ama Amerika'daki ederlerini duysanız eminim ki çok üzülürsünüz, buranın beşte biri, altıda biri fiyatla satılıyorlar... Benimkiler hep oradan alınma.
Sally&Hansen demişken diğer S & H ojelerimi de koyayım buraya... Heh heeeeeeeee :)
  

Aşağıdakiler de yine Sally Hansen'ın "nail art pen" serisi. Kalem şeklinde, desen çizmek için ideal. Ama şunu söylemeliyim ki accayim dayanıksızlar. Yani kullandıktan sonra üzerine şeffaf oje sürmeniz şart çünkü bir yere değince hemen çıkıyorlar. Çiçek-böcek deseni yapmak için ideal! 

Diğeri de "french manicure" seti. Kullanımı kolay ama bunun da kuruması çok uzun zaman alıyor. Bende vakit bol :))




Sally Hansen'ın ürünleri sadece oje değil. Bakmak isterseniz eğer burayı tıklayabilirsiniz. Türkçe sayfalardan da detaylı bilgi edinebilirsiniz...



Ammaaaaaa tüm ojeler bir yana Flormar rengarenk oCelerim bir yana :)))


Aşağıdakiler de "nail art" tayfasından! Farkı; ojeyi sürme için kullanılan fırçanın normale göre daha ince ve biraz da uzun olması...









Aşağıdaki seti herhalde bilmeyen yoktur. Aldım ama ben pek kullanamadım. Ancak bunun benim beceriksizliğimden kaynaklandığını düşünüyorum. Lakin çevremde bunu kullanıp harikalar yaratan birçok arkadaşım var! "Neyin nesi bu?" derseniz eğer buraya tıklayarak animasyonlu bilgi edinebilirsiniz...


Aşağıdakileri yurt dışından almıştım. Desenli olanlar, ister inanın ister inanmayın, fimodan yapılmış ince ince ipince tabakalar. Çok güzel duruyor ama tırnağa tutturma işlemi bana biraz zor geliyor. Belki ayrı bir yapıştırıcıları vardır da ben bilmiyorumdur. Diğer kristal taş şeklinde olanları oje kurumadan üzerine koyunca hemen yapışıyorlar... Bunları uyguladıktan sonra mutlaka üzerlerine bir kat şeffaf oje de sürüyorum.



 Bunlarda tırnak "sticker"ları. Çok kullanışlılar ama yapıştırdıktan sonra yine bir kat şeffaf ohe sürmek gerekiyor. Çünkü kenarından köşesinden mutlaka bir yere takılıyorlar. Öyle olduğunda da benim sürekli elim gidiyor ve bir bakmışım ki sticker elimde!!! Cila şart :)


Bunu ise az önce buldum, haberim bile yokmuş desem inanır mısınız???? İnanın!!! Altta kalmış, en az 1 yıldır orada, unutmuşum!!! Dikkatle bakarsanız eğer fark edeceksiniz ki ince şeritlerden oluşuyor. French manicure için. Zaten arkasında da nasıl uygulanacağı açıklamalı var...




Hiç denememiştim. En kısa sürede bunları da deneyip detaylı bir rapor yayınlayacağım. Takipte kalın efenim... :)
Bunlar benim daha önceki projelerden hatırlayacağınız ellerim ve ojelerim. Demiştim ya çatlayan favorim diye... Manyetik oje de güzel ama...




Taaaaaaaa Mayıs gibiydi, markete gittiğimde kavanoz içerisinde satılan bir kahve görüp merakımdan almıştım: Menengiç Kahvesi. Dışarıda birkaç kere içmiştim ama alıp hiç denememiştim. Kahveciyim bildiğiniz üzere... 

Neyse, dolabı bir açtım ki hala denememişim, kavanoz ambalajında duruyor. Açtım hemen. İlk şaşkınlığım orada oldu, ben toz ya da tanecik şeklinde bir kahve beklerken karşıma macun kıvamında birşey çıktı. Acaba bir yerden su veya rutubet almış olabilir mi diye düşünürken anladım ki format buymuş!!! Neyse, üzerindeki tarife göre yaptım, içtim. İkinci şaşkınlığım içtikten sonra oldu çünkü kupanın dibinde aynen Türk kahvesi gibi tortusu vardı!
İçtikten sonra internette bir bakayım neyin nesiymiş bu Menengiç, bir sürü bilgiye ulaştım. Okuduklarım hoşuma gitti, kahvenin içimi hoşuma gitti, yine gelecek ben...! 

Neyse...

Menengiç Kahvesi, yabani aşılanmamış dağlarda doğal olarak yetişen antepfıstığından elde edilir. Latincede pistacia terebinthus olarak anılan menengiç bazı yörelerde çitlenbik, çıtlık, çitemik, çedene, bıttım gibi farklı isimlerle tanınmaktadır. Kahve severlerin kesinlikle tatması gereken farklı bir kahve türüdür Menengiç Kahvesi.


Menengiç kahvesi yaparken, Türk kahvesi yapımında dikkat edilmesi gereken şeylere menengiç kahvesi yapımında da dikkat edilmesi gerekir. Menengiç Kahvesi kısık ateşte kendi halinde pişirilmelidir. Menengiç Kahvesini süt ile yapmak lezzetini artırır. Türk kahvesine göre daha yumuşak bir tada sahip olan menengiç kahvesi, antioksidan ve fenolik bileşenleri sayesinde vücudu yaşlanmaya karşı koruyucu etkiye sahiptir. Bileşiminde kalsiyum, bakır, magnezyum gibi insan vücuduna gerekli bir çok mineral vardır. Menengiç Kahvesinin içinde koruyucu hiç bir kimyasal madde yoktur, % 100 doğaldır.
Bilgiler buradan alınmıştır. Artık doğru yanlış bilemem ama tadının güzel olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim :))

Neyse efenim...
Benden bugünlükte bu kadar...
Hadi şimdi hemen bir oje alın elinize, renkli olsun, sürün, boyayın, yapıştırın, çizin. Sonra da benim yaptığım gibi, millet farketsin diye gözlerine gözlerine sallayın parmaklarınızı! Benimkini babam bile farkettikten sonra sizinkini herkes eder!!!
Kalın sağlıcak ilen :)

2 yorum :

  1. hoş bir yazı olmuş,tırnak uzatamayan biri olarak oje de almıyorum ama heveslendim şimdi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba! İşte maalesef ki yorumunuz gözümden kaçan yorumlardan biri olmuş... Kusuruma bakmasanız....

      Evet! Bu ojeler en kullanmayan insanı bile baştan çıkaracak cinsten birşey... Hele benim gibileri hemen avucunun içine alıyor!

      Sevgiler

      Sil