2 Haziran 2013

TAŞINIRKEN...

Son parçalar da bitmek üzere...

Aslında ben tamamım, babam da tamam ama annem bitirdi beni!

-"Acelemiz ne?"
-"Kovalayan mı var?"
-"Hele bi dur, sık boğaz etme beni?"
-"Niye bu acele?"
-"Ne düşünüyorsun da iki ayağımı bi pabuca sokuyorsun?"
-"Sen nasıl olsa yukarıdasın, bizi niye acele ettiriyorsun?"
-"...................."
-"..........................................."
-"........................"

gibi gibi gibi...

Tahmin edeceğiniz üzere bunlar son zamanlarda annemle aramda geçen diyaloglarlar. Daha doğrusu diyalog değil de monolog demek daha uygun gibi, çünkü annem bu cümlelere başlayıp otomatiğe bağladığında ben aynen vınnnnnnnnn...

Yok!

Herşey hazır, yeni ev tamam, ben bir haftadır yukarıdayım ama annem sıkı sıkıya bağlandı, çıkmıyor! Yeni evden "yukarı" diye söz ediyorum çünkü önceki ev sitenin en önündeki evken (yani aşağı ev) şimdi sitenin en tepesindeki eve taşınacağız. Haliyle o da yukarı ev oluyor :)

Yukarıdaki fotoğraftaki şahıs babam olur. Bahçesinde gözü gibi baktığı parçalardan biriyle keyifle verdiği pozu. Yukarı ki bahçeyi bir donattı ki sormayın. Önceden kalan ne var ne yok söktürdü. 3 kişi tam bir gün boyunca dikip budayarak babamın önümüzdeki aylar boyunca tüm vaktini geçireceği yeni uğraş alanını oluşturdu!

Neyse...

Konudan hafif bir sapmaya başlıyor gibiyim, toparlıyorum!

Dedim ya son parçalar kaldı diye. Verebileceklerimi kullanacağını düşündüklerime verdim, daha kötü durumdakileri sitenin girişindeki çöp konteynırlarının önüne bıraktım...

İşte bu eleme sırasında yıllaaaar öncesinden kalan bir etek buldum. Etek ama aslında kot pantolondu. Bir ara pek bir modaydı kot pantolonlardan kot etek yapmak. İşte o furya kapsamında ben de eksik kalmamışım!

İşte önüyle arkasıyla kot pantolon eteğim!






Merak ederseniz eğer söyleyeyim, artık beli hiç mi hiç olmadığı için bu parça da verdiklerimin arasında gitti :(

Geçen yaz sonu hatırlarsanız eğer annem kötü olunca apar topar hastaneye kaldırmıştık kendisini. Önce Devlet Hastanesi'ne oradan da Bodrum Acıbadem'e... Birkaç kitapçık almışım oradan, yine eşya toparlarken elime geçti.

Hazır önümüz de yaz, belki birilerinin işine yarar... :)




Bu arada yaklaşık on gün iyi bir lodos vardı burada. Hava ateş gibi sıcak ama korkunç bir fırtına. Her lodos olduğu gibi yine yangınlar da ardından geldi. Bu defa çıkan yangınlardan biri yukarıdaki evin hemen biraz yukarısındaydı. Bir ara dumanlar olduğu gibi sitenin üzerine çöktü :(

Su balonları taşıyan helikopterlerin biri gitti biri geldi. Allahtan kimseye birşey olmadan kontrol altına alınıp söndürüldü ama yanan ağaçlar da yandıklarıyla kaldı :(

Evin balkonundan alevler görülüyordu. Anneme hiç bahsetmedik ne kadar yakın olduğundan. Zaten niyetsiz, hepten vazgeçecek taşınmaktan!!!








Tüm bu koşuşturmalar arasında 19 Mayıs'ı unutmadık elbette...

Aşağıdaki evde böyle kutladık...


Son olarak da anneler günü için anneme aldığım yastığı göstermek istiyorum. Kentpark'a gittiğimizde English Home'dan almıştım. Tahmin edeceğiniz üZre o da annemler yukarıya geldiğinde ve ev tamamen yerleştiğinde uygun bir noktada kullanılmak için sırasını beklemeye koyuldu...




Neyse, benden bugünlük bu kadar...

Kalın sevgiyle...

Umutla...

Heyecanla...

Coşkuyla...

...




Hiç yorum yok :

Yorum Gönder