5 Aralık 2012

HEP KART HEP KART NEREYE KADAR!!! İŞTE KAPADOKYA GEZİM :)


Efeniiiiiiiiim biliyorsunuz 3 günlük bir Kapadaokya "gezelim görelim"im vardı... İyi ki de varmış, gitmişim, gezmişim, görmüşüm... Anlata anlata bitiremeyeceğim size. Bu sebeple de bir kerede anlatmamaya karar verdim, bölüm bölüm gideceğim...

Cumartesi, Pazar ve Pazartesi olmak üzere üç gün geçirdim. Tahmin edeceğiniz üzere Cumartesi Pazar hava harikaydı ama Pazartesi donnnnnnndum! Dondum ama değişen birşey olu mu? Hayır! Yine gezdim, gene gezdim!!!

Bu arada yukarıdaki resim yeni fotoğraf makinamın "panaromik çekim" özelliği ile çekilmiştir. Bunu yaparken bendeki havayı bir görseydiniz... var yaaa...

Neyse

Aslında onlarca fotoğraf çektim gittiğim her yerde. Çoğu yerde rahatlıkla çekebiliyorsunuz fşalsız çekim yaparsanız eğer. Ben en çok sevdiğim fotoğraflardan ekliyorum burada...


İlk durak Göreme Açıkhava Müzesi.


 
İçeri giriş paralı (15 TL). Eğer Müze kartınız varsa ödemiyorsunuz. Bu kart tahminimden daha çok geçerli burada. Bir iki yer haricinde girişlerde hiç para ödemedim, ki ödeseydim eğer yaklaşık 60 TL civarında olacaktı. Müze karta 30 TL verip İstanbul'dan almıştım. İstanbulda, Bodrum'da, Ankara'da kullandım. Geziyorsanız eğer avantajlı.
Buraya daha önce gelmiştim ama o zamana göre daha bir organize, daha bir düzenli gibi geldi... Önceki gidişim yaklaşık 10 yıl önceydi. O zaman da çok sevmiştim buraları, şimdide... Girdiğinizde sizi karşılayan ilk manzara bu. Şahane değil mi?...


Bu arada hiç öyle ufak bir yer de değil. Benim ilk şaşkınlığım bu olmuştu. Nedense aklımda daha küçük bir alan kalmış önceki gelişime ait. Burada her tarafını gezeyim, doya doya bakayım derseniz eğer üç saat rahatlıkla gezebilirsiniz...

Bu arada bakmayın kabanla dolandığıma... Hava çok güzeldi ama elimde taşımak daha zor geldiği için üzerimde taşıdım. Zaten ikide bir fotoğraf çektiğim için kesin bir yerlerde unuturdum :)




Haftasonu olması nedeniyle de epey kalabalıktı. Yerli gezginler kadar yabancı turist de vardı. Sanırsam belli bir inanışa göre buraların ziyaretinin ayrı bir önemi de var. Bir sürü okul otobüsü de vardı, ilkokuldan üniversite öğrencilerine kadar herkesi taşıyan...

Bir sürü kilise var. Kimi hiç ummadığınız yerde, içerilerde kimi bulması kolay. Aynı inancı paylaşıp paylaşmamanız hiç önemli değil, etkilenmemek imkansız. Hele de biraz geçmişiyle ilgili bilginiz varsa, birkaç tanıtıcı broşür okuduysanız ya da benim gibi tesadüfen bir rehber ve grubuyla birkaç yerde denk düşüp herbir resmin hikayesini dinleme şansınız olduysa eğer...

İçeride tek bir kısım paralı, o da Karanlık Kilise. Müze Kart geçmiyor. Giriş 8 TL. Paralı olmasının sebebi diğerlerine göre daha iyi korunan bir kilise olmasıymış... Öbür kiliseler de güzel ama ah bizim şu duvar resimlerinin gözlerini yüzlerini oyma merakımız olmasa... Burada bir sürü yer "Dünya Kültür Mirası Koruma" kapsamında ama her yer isim kazımalarla, boyaların kazınmasıyla dolu... İnanılmaz!!! Hatta bazı yerlerde sprey boyayla isim yazıldığını bile gördüm. İnsanlar dünyanın öbür ucundan buraya geliyor ama biz resimlerin yüzlerini oyuyoruz... Şaka gibi! Anlamakta zorlanıyorum. Duvardaki resmin kime ne zararı olabilir ki??? Karanlık Kilise'de pek fotoğraf çekimine izin vermiyorlar ama meraklı bakışlarım sonucunda yarı izinle yarı gizli olarak ama kesinlikle flaş kullanmadan birkaç fotoğraf çektim.

Görüyorsunuz değil mi figürlerin yüzlerinin hep oyulduğunu? Bu çizimlerin hepsi aslında hikayesi olan şeyler. Herbir kişinin ismi var ve önemli olayların önemli sahnelerinin resmedilmesi şeklinde.




Bu kilisede o kadar çok vakit geçirmişim ki dışarı çıktığımda güneş batmıştı neredeyse. Kalan kısımları biraz daha çabuk gezmek zorunda kaldım. Havanın erken kapanıyor olması en büyük dezavantajımdı. Bu yüzden çok sevgili uykumdan feragat edip erken kalkarak başladım sonraki iki günüme :)

 Evet! Çok dolandım, çok ayakta durdum! Gayet iyiydim, ağrım yok, belim güzel, dizimden dolayı aksamaya başlamadım, süperim. Taaaaaaa ki otele varıp kendimi yatağa atıncaya kadar! Top patlasa kalkacak halim yoktu resmen. Anladım kiiii, keyifli işler, stressiz şeyler ne kadar yorucu olursa olsun bende ağrı yapmıyor!!! O zaman ben ne yapmalıyım??? hep gezmeliyim :)))

  






Bu arada söylemeyi unutuyordum! Birkaç farklı dilde ayrıca sesli tanıtım hizmeti de veriliyor. Takıyorsunuz kulaklığı dinleye dinleye geziyorsunuz! Bunun için de ayrıca para ödemeniz gerekiyor ama mooolesef ne kadardı hatırlayamadım... Bu arada Elmalı Kilise'de yine kazınmalardan nasibini almış :(



Burada fotoğraf çekmek serbest. Zaten elinde fotoğraf makinası olmadan gezen birine rastlamanız mümkün değil! Herkes birbirinin resmini çekiyor. Biri sizden fotoğraf çekmenizi rica ettiyse ardından hemen makinanızı alıp o da sizin fotoğrafınızı çekiyor!!! Ya da bana hep öyle birileri denk geldi :)

Veeeee.... Sonunda görmediğim bir yeri kalmadığına kanaat getirdiğimde ayrılıyorum. Diyorum ki içimden "sanırım Kapadokya'nın en güzel yerini ilk günden gezip bitirdim" diye. Ama sonraki günlerde anlıyorum ki burada her gezdiğiniz yer bir önce gördüğünüz yerden daha güzel. Nereden başladığınız nereye gittiğiniz önemli değil... Hepsi bir öncekinden güzel...
Akşam otelde yemek yemedim.( Bu arada söylemeyi unuttum, 3 gün boyunca Avanos'ta kaldım). Kızılırmak'ın yanıbaşında, Avanos'un orta yerinde harika bir balık lokantasındaydım; Sur Balık... Yolunuz düşerse eğer ve hayatınızda yiyebileceğiniz en güzel soğuk mezeleri tatmak isterseniz eğer muttttlaka uğrayın. Adını hatırlayamadığım bir sürü meze yedim yemeğe doyamadığım... Sorduk, aşçıları yeniymiş, İstanbul'dan gelmiş. Oldukça da büyük bir yer.Yemekten sonra da otel ve odaya çıkış. Odaya çıkıştan yaklaşık 30 saniye sonra da en derin uykulara dalış!!! :) Eeeeeeeeeeee, daha gezilecek bir sürüüüüüüü yer var :)

 Neyse....

Benim ilk günümle ilgili anlatacaklarım bu kadar! Eğer merak ettiyseniz söyleyeyim, hani size geçen yazımda hava atmıştı ya "siz bu satırları okurken ben belki de balona biniyor olacağım" diye... Hah! Sanırım birinin ahı tuttu! Bu defa olmadı! Ama olsun, bir daha gitmek için sebebim var artık!!!

Dilerim güzel bir hafta geçiriyorsunuzdur... Bakın! Yarısı bitti bile :)

Görüşmek üzre!




2 yorum :

  1. Harika görünüyor..
    Bloguma beklerim,
    Sevgiler,
    Sena

    senasensoz.blogspot.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Sena, teşekkür ederim. Ennn kısa zamanda ziyaret edeceğim seni :)

      Sevgiler

      Sil