18 Nisan 2013

BEN GELDİM Kİ!!! :)

Efeniiiiiiiiiim!

Ben geldim! Hoş geldim :)

Ameliyat bitti, dinlendim, zorunlu yatışlarım oldu, ayaklandım, hatta dün 7.Cadde'de tur bile attım :)

Bahsedeyim biraz hastane maceramdan...

Pazartesi sabah (1.Nisan) sabah gittik hastaneye, tabiiiiiiy ki babamla :) Sabah giriş yaptık, özel oda bulduk, sevindik, çıktık yukarı, yerleştik. Öğleden önce olur ameliyat demişlerdi ama doktor ameliyathanenin yoğunluğundan dolayı öğleden sonraya kayabileceğini söyledi... Bu arada hemşire sık sık gelip gerekli kontrolleri yaptı, kan, tansiyon, nabız, ateş...

Derken bu defa plan yine değişti, öğlen 12 civarı alacaklarını söylediler, giyindim önlüğümü, bir de uzuuuun upuzun bir varis çorabı giydirdiler, yatacağım için emboli atması tehlikesine karşıymış...

Ameliyat öncesi internette araştırmıştım biraz, ufak bir kesikten girecekler şeklinde. Doktorum da yaklaşık 45 dakika-1 saat arası süreceğini söylemişti. Ama benim ki iki saat kadar sürdü, açılan kısım da yaklaşık 4 cm kadardı, neyse...

Bu arada küçük bir bilgi vereyim, şöyle ki; ameliyata girerken oje sürmeyin! Elimde ayağımda kırmızı oje vardı. Bir takım arkadaşlarımın uyarısıyla ameliyattan birgün önce onları sildim ama ojesiz kalmayı da içim etmedi işin doğrusu! Ben de hiç üşenmeden ten rengi sürdüm bacağımın korkunç ağrısına rağmen! Ama onların da olmaması gerektiğinde hemşirenin elinde pamuk ve asetonla başımda durmasından anlamış oldum mooolesef :) Kan dolaşımında bir sıkıntı olup olmadığı tırnaklardan anlaşılırmış... Sanırsan bu aslında bilinen bir bilgiymiş de ben bilmiyormuşum, öğrendim.... :)

Geldiler odamdan sedyeyle almaya babam refakatçi yemeğini afiyetle götürürken, annem evde telefonda ağlarken :( İndik aşağıya, yaklaşık 15 dakika sonra masadaydım!


Herşeyi çok iyi hatırlıyorum çünkü bu ameliyatı da yine genel anesteziyle değil epidural oldum! İki saat boyunca herşeyi duydum; aletlerin seslerini, konuşmaları, odaya giren çıkanları... Buraya kadar sıkıntı yok. Asıl zorum ameliyatın bitip doktorun odadan çıkması ve benim uyuşukluğumun biraz azalmasıyla başladı! Dikerlerken ressssssssmen her bir dikişi hissettim, canım çok çok çok yandı... :( Odama geldiğimde babam asansörün önünde bekliyordu, kulağında telefonla gülümseyerek karşıladı beni kuzum...!!!

Zaten daha sonra doktorum odama geldiğinde ona da söyledim; bundan sonra tekrar kendisinin eline düşersem dünya kadar diretsem de genel anestezi istemem diye, sakın beni dinlemesin ve beni komple bayıltsın!!! Dört-beş saat sonra oynatabilirsin dedikleri bacaklarımı birbuçuk saat sonra hareket ettirebilir haldeydim. Sanırım anestezi biraz eksik kaldı :))))

Ayılma gibi bir sorunum olmadı ama dikerken hissettiğim acı (kimbilir belki de psikolojik olarak) epey uzun sürdü. Odama geldikten çok kısa bir süre sonra Nilberk'in gelmesiyle de neşelendim! :)

Derken iş çıkışı arkadaşlarım da yavaş yavaş gelmeye başladılar ki bunların içerisinde sürpriz olan iki kişi de vardı. Biri Sema Hanım. Blog vasıtasıyla tanıştığım, hatta bana iki tane Starbucks fincanı getirerek koleksiyonuma harika bir katkı yapmış yandaki fotoğraftaki güzel insan!!! Sayfamdan haberi vardı ameliyat olacağımdan, zaten öncesinde de sağolsun aramıştı, pat diye çıkıp geliverdi!!! Ne sevindim, şaşırdım anlatamam!

Bir gece kaldım hastanede. Nöroşirurji'nin o gece tek hastası benmişim şansıma. Koca kat resmen bana aitti! Hemşireler "siz bizim göz bebeğimizsiniz" diyerek daha da bir şımarttılar beni. Böyle durumları hiç kaçırmam, hemen değerlendirir sonuna kadar şımarabilirim :) Oda oldukça geniş olduğu için fazla kişinin olması da herhangi bir sıkıntı yaratmadı.

Akşam normal yemeğimi yedim (köfte-erişte-çorba...) Odanın en kalabalık anında İstanbul'dan bir arkadaşım aradı, birazdan ben ararım diyerek nazikçe telefonu kapattım. Ama o da ne?????? İkinci sürpriiiiiiiiz! Pat diye kapıdan içeri giriverdi elinde bir birayla :))) Birayı içemedim elbette ama 15 dakika ağzım açık kaldı gelişine! Birkaç saat kaldı ve tekrar İstanbul'a geri döndü. Allah iyi etsin ama resmen gecenin olayı gelişi oldu!

Pek fazla ağrı hissetmedim ameliyat sonrası. Sürekli olarak ağrı kesici, antibiyotik, mide koruyucu... ilaçları sıvı olarak serum girişinden verdiler. Gece onikiye kadar vakit misafir ağırlamakla ve elbette ki Survivor seyretmekle geçti :) Bu arada sürekli olarak yine hemşirelerin biri gidip biri geldi.

Gece pek uyuyamadım çünkü hareket etmek yatakta neredeyse imkansızdı ama yine de sabah oldu... Masmavi harika bir sabah.

Kahvaltı yaptık, Nilberk işe gitti, sonrasında da babam geldi. Diyetisyen geldi, fizik tedavi uzmanı geldi, hemşireler geldi, doktorum tekrar geldi... derken ayağa kaldırdılar, koridorda iki tur attırıp bana uygun bel korsesini verip reçetemi hazırlayıp hadi güle güle dediler :))))

Yandaki fotoğrafi hastaneden çıkmadan az önce odamın penceresinden çektim. Sağ taraftaki yeşillik alan Anıtkabir'in olduğu yer. Aslında Anıtkabir'i de çekecektim ama eğilmem gerekiyordu, beceremedim!

Derken çıktık ve bir arkadaşım babamla beni eve bıraktı ve böylece yatarak geçireceğim annemlerdeki on günüm başlamış oldu... Hergün ağrı kesici ve kas gevşetici kullandım, ki hala da kullanıyorum. Bel ağrısı değil ama sol bacağımın sancısı, kramp gibi ama daha keskin, bazen dayanılmaz oluyor... Varis çoraplrını yattığım süre boyunca kullanmamı söyledi fizik tedavi uzmanı. Amanıııııııın! onlarda ayrı bir işkenceydi. Öyle diz kapağına kadar değil taaaaa yukarıya kadar, resmen külotlu çorap gibi, yandım, piştim, kaşındım, sinir oldum ama 10 gün boyunca azimle kullandım!

Ameliyattan sonra 10.gün hastaneye gittik yine, tabi yine babamla :) Baktılar, herşey normalmiş, yara kapanmış, bantları falan çıkardılar, yavaş yavaş yürüyüşlere de başla dediler. Bacağımdaki ağrılar normalmiş, ameliyattan sonra bekledikleri bir durummuş. İlaçlara devam dendi. Bu arada artık rahatlıkla banyo yapabileceğim güzel haberini de verdiler :)

Korseyi ayağa kalktığım zamanlarda hep taktım. Daha önce de dönem dönem kullandığım birşey olduğu için çok da yadırgamadım, rahatsız etmedi beni.

10 gün boyunca hemen hep yattım ama yemek ve diğer ihtiyaçlar için kalkmamda herhangi sıkıntı olmadı. Ayakta çok az durduğum için uyuşmalarımın geçip geçmediğini çok anlayamadım. Taaaaaa ki hastaneye yeniden gidene kadar. Hareketlerim normale göre daha yavaş ve kontrollü olsa da herhangi uyuşma hissetmedim. Sevincimi anlatamam!

Annemlerde vakit nasıl mı geçti??? Fox Crime kanalı olmadığı için onlarda pek fazla televizyon izlediğimi söyleyemem... Biraz kitap okudum. İlk gece zaten 14 saat falan uyumuşumdur! Sonra yardımsever bir arkadaşımın vınn getirmesiyle hayatım daha da renklendi, şenlendi, internet geldi!

Bu arada bahar geldi, hava güzelleşti, bir ara insanlar kısa kollu kıyafetlerle bile dolaştılar ben evde varis çoraplarımla yatarken! :)

Annemlerin salon penceresinden bir manzara... İlk bakışta pek birşey farkedilmese de büyük resimde sanırım ağacın tepesindeki kediyi görebilirsiniz :)










Boooool bol yemek yedirdi annem beni. Belimden ameliyat oldum ama annem zafiyet geçirdiğim şeklinde yorumladı bu durumu. Ye yat, kalk, ye yat, gelen/yapılan pasta börekler derken... olan oldu! Kilo aldım tabiiiiy ki!!! Ameliyattan öncesi de var elbet, ağrılı geçirdiğim dönem.

Verilen egzersiz programına başlamam ise bir ay sonrası olacak ameliyattan itibaren. O da doktor uygun görürse... Şimdilik dolabımdaki en geniş pantolonla idare etmek durumunda kalacağım :)

Ve annemlerde kalmanın en güzel yanı evime dönüş kısmı oldu, annem duymasın!!! Ne olursa olsun, insanın evi gibi yok ki, haksız mıyım???? Nereye gidersem gideyim, hep en rahat olduğum yer kendi evim... Eminim bir sürü insan için de böyledir.

Bu arada Nisan ortası gibi planladığımız Bodrum sezonu açılışını da Mayıs başına ertelemek zorunda kaldık! Hayırlısıyla inşallah :)

Ha bir de İstanbul'dan sürpriz yapıp gelen arkadaşımın hediyesini de paylaşmadan edemeyeceğim... :)

Tüm evi baştan başa sim yapan pofuduk terliklerim! Mutfakta, yatakta, kıyafetlerin üzerinde, yerlerde... her yer sim oldu annemlerde. Hatta bir kere nereden bulaştıysa babamın alnının ortasında da duruyordu en parlağından :)

Bu arada sıkıntıdan annemlerin evini dip bucak karıştırırken süper bir kitap buldum! Oldukça eski ama sanırsam işe yarar birşeyler bulunabilir :) Sayfaları çok dikkatlice çevirdim, elimde kalacak diye korkarak.

Bayanlar!

Bu kitaba göre epeeeeey bi iş düşüyor size! :)






Neyse....

Benden bu kadar....

Geldim demek istemiştim sadece, geldim ve iyiyim :)

Kalın sağlıcakla, sevgiyle, neşeyle, sağlıkla...

:)


10 yorum :

  1. Geçmiş olsun.Bundan sonra sağlıklı güzel günler sizinle olsun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Güneş, çok teşekkür ederim.

      İnşallah o sağlıklı ve güzel günler hepimize olur...

      Sevgiler :)

      Sil
  2. Geçmişler olsun... Hoşgeldin tekrar :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok çok teşekkürler!!! :))

      Hoşbuldum ki!

      Sil
  3. çoookkk geçmiş olsun demet hanım istanbuldan gelen arkadaşınız alkolik herhalde elinde birayla geldiğine göre

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Adsız!!!

      Evet! İstanbul'dan gelen arkadaşım biraz değişik bir şahsiyet...

      Ama onu da öyle kabul edip öyle seviyoruz... :)

      Sil