Merhaba!
Amanın! tam bir ay olmuş, ne çok olmuş ve ne de çabuk olmuş...
Ben ameliyattan sonra ayaklandım, İstanbul'a gittim, geldim, hazırlık yaptık, Bodrum'a geldim, ev-usta-eşya ileri derken.... tam 1 ay geçmiş, ne çabuk geçmiş...
Anlatacak bahsedecek bir dolu şeyim var ki bu defa...
Ameliyattan yaklaşık 3 hafta sonra İstanbul'a gittim uça uça. Yine hızlı mı hızlı birkaç gün geçti yine bir dolu şey sığdırmaya çalışarak...
Kırmızı gelgit (Redtide) diye birşey duydunuz mu? Ben ilk defa bu sene tesadüfen haberlerde izledim ve birkaç gün içerisinde de şahit oldum. İnternette dolanan kısa bilgi şu şekilde: Bu biyolojik oluşum, genellikle ilkbahar ayları sonu veya yaz aylarında sıcak sularda görülüyor. Çoğunlukla bazı canlı türlerinin zaman zaman oluşturduğu sürüler tarafından oluşturuluyor. Bu sürüler bulundukları suya kırmızı bir renk veren ve öldürücü bir etkiye sahip olan toksin salgılıyorlar. Bu toksinlerin yoğunluğuna göre su renk değiştiriyor.
Uçaktayken gördüm bende inmeden hemen önce... İşte benim gözümden kırmızı (kızıl) gelgit.
Hava çok güzeldi bu defa şansıma. Geçen sefer hep yağmurlu ve soğuktu ve ben yine Ankara'ya dönüşümde hasta olmuştum. Gezebildiğim kadar gezmeye çalıştım ama mesafeler daha kısa oldu bu defa, oturmalar daha çok...
Bir yıl önce yine aynı zamana denk gelmiş İstanbul'a gidişim. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nu yine izleme şansım oldu. Hem Bağdat Caddesinden bakındık biraz hem de Caddebostan Sahil'den. Bu arada farkettiyseniz eğer; artık çooooooook yavaş ve geriden de olsa semt ve yer isimlerini öğrenmeye başladım!
Yarış sırasında yaptığımız kahvaltı da bile yarıştan kopmayıp televizyondan da izlemeye devam ettik. Çok takipçiyimdir ben çooook :) Bu arada gece gündüz tüm aktivitelerimde benimle olan bel korsem bir süre sonra adeta üzerime yapıştı. Yapıştı ve bir daha da çıkmadı...
Ama bir süre sonra alışıyor olup farketmiyordum bile, taaaaa ki oturuncaya kadar. Oturduğumda da yukarı doğru kayıp rahatsız eden bir hal alır olsa da ben azimle takmaya devam ettim, ediyorum :)
Offfff offf of!
İşte beni bunlar mahvediyor! Aç veya tok farketmiyor, midem bunlar için daima bir yer açıyor, bana emri veriyor ve ben de uyguluyorum!
Verilen sözler, alınan kararlar falan falan hepsi boş! Karşı koyamıyorum ki! Hele bunu bir de gecenin bir vakti yapıyorum ki sormayın...
Ama kabahat ben de değil 24 saat boyunca hemen her dükkanın, mağazanın, kafenin.... açık olduğu İstanbul'un. Ankara olsa çoktaaaaaaan kapanmış olacağı için böyle yerler, haliyle bu tür bir tehlike de olmuyor.
Ama burası? Her an tetikte olmak lazım ki!
Benim gibi "içini fıstık doldursan/üzerine fıstık serpsen babamı bile yerim" modunda bir insan için tahmin edersiniz ki fıstıklı çikolata yemekçok çok çok çok... keyifliydi. İnanın yazarken bile tadını hala damağımda hissedebiliyorum.
Küçük bir parçasını da sonra yerim diye cebime koymuştum. Ama maalesef unutmuş, Ankara'ya dönmüş, cebimden çıkarmamış ve çamaşır yıkamış oldum. Son bir fıstık parçası da çamaşırları boşaltırken ellerimden kayıp yere düştü...! Merak edersiniz diye söylüyorum, o parçayı yemedim! :)))
Ve caaaaaaaanım Galata Kulesi!
Havanın güzelliğinden de istifade biiiir sürü fotoğrafını çektiğim Galata Kulesi!
Kule deyince aklıma geldi, bir arkadaşım var hep bahsederim, Nilberk. Projelerimin çoğunda materyal tedariki aşamasında tol alır, hatta son birkaç yazımda yaptığı tablolardan bahsetmiştim, hatırladınız mı?
Çok istediğim için bana bir Galata Kulesi tablosu yapmaya başladı ki bir süredir rahatsız eden boyun fıtığı iyice arttı ve o da kısa bir süre içerisinde karar vererek ameliyat oldu. Doktora beraber gittik, MR çekilirken birlikteydik ama ameliyat sırasında Bodrum'a daha yeni gelmiş olmamız nedeniyle yanında olamadım, çok üzüldüm, ama şimdi en azından daha iyi olduğunu bilmem mutluluk verici...
Niiiiibekim! Tekrar tekrar, bin kere tekrar geçmiş olsun sana, misafir ol gel bana :)
Neyse.... Devam....
Yalnız bu arada fotoğraflardan da farkedeceğiniz üzere resim çeken arkadaşım fena değil değil mi? :)
Ankara'da yeni bir yer açılmış 45'lik diye, bir arkadaşım söz etmişti ama gidememiştim. Kısmet burada gitmekmiş! İki akşam gittim, çok sevdim. Tam benlik müzikler çalıyor; 60'lar, 70'ler, 80'ler Türkçe Pop! Film müzikleri de arada var. Şansıma çok sevdiğim bir film olan Selvi Boylum Al yazmalım'ın da müziklerini ekranda filmden kısa bir bölümünü izleyerek dinlemek de oldu!
.... Ve elbette İstiklal Caddesi turlandı, yukarıda bahsettiğim zararlı besinler oralardan alındı, hatta bir ara sokağa girilerek fotoğraf da çekinildi :)
Aslında merak ettikleriniz hiç de bunlar değil, biliyorum :)
Acaba Eminönüne gittim mi diye merak ediyorsunuz, ben de diyorum ki evet, elbette kine gittim!!! :)
Yine aldım birşeyler. Daha hiçbirine el süremeden bir kısmını toparlayıp buraya (Bodrum'a) getirdim. Şu yerleşme işi bittiğinde inşallah birşeyler yapmaya başlayacağım...
Ama toparlamadan önce tabiyyyyy kine fotoğraflarını çekmeyi ihmal etmedim :) Paylaşmaz mıyım hiç ben onları!
Ama yarına yapacağım bunu.
Şimdilik sadece ben iyiyim demek istemiştim güya ama konu İstanbul olunca tabi biraz dağıldım :) Artık siz anlayın beni...
Ben iyiyim. 9 Mayıs'tan beri Bodrum'dayım. Geleli de tüm vakit yeni evin işleriyle geçiyor, ustalar, eksikler, yapı marketler, eşyalar, annem, babam... Vakit hüüüüp hızıyla ilerliyor...
Ama kolayladık gibi... Çok şükür!
Neyse...
Benden şimdilik bu kadar.
HerkeŞe kucak dolusu sevgiler & iyi haftalar!
Kalın sağlıcak ilen :)
:)
Ayyyyyyyy canım hoşgeldin ki :)) ama bizi çok özlettin ki. Senin yazıların olmayınca güne bir sıfır yenik başlıyorum :( bişeyler eksik kalıyor :). Herşeyin yolunda olmasına sevindim. seni özlemiştik :) Sevgiler.....
YanıtlaSilah efenim yine çok güzel sözleriniz var! Çok teşekkür ederim :)
Silİşler biraz daha kolayladı çok şükür. Bir de bizimkileri yeni eve atabilsem herşey tamam olacak!!!
Sevgiler benden size, sıcak ve güneşli... Bodrum sevgisi! :)
:)) yine ne keyifli post olmuş.daha iyi olman sevindiriyor beni demetcim.istanbul maceranı hevesle dibim düşerek okudum.istanbulum geldi ya benim daha bir i,çim gidiyor.haziran sonunda kaçacağım inşallah.eh bende oradan selam yollarım artıkın:))
YanıtlaSilnilberke geçmiş olsun diyorum buradan.kocaman sevgi ve öpücüklerimi yolluyorum.
Sevgili Alanay, çok teşekkür ederim... Hadi git o zaman İstanbul'a. Bodrumdayım ama neredeyse hemen hergün aklımdan geçiyor orada olmak. Garip bir yer İstanbul. Sanki paçayı sıyırmak imkansız gibi :)
SilNilberk'e dileklerini ilettim, çok teşekkür ediyor...
Sevgiler!